Sunuculardan birine müdahale etmesi için burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | كلا . لقد أخبرونى أنّه هنا لكى يضع شريطاً ما على أحد الحواسب الخادمة |
Gıcırtıyı hatırlıyorum. burada olduğunu gıcırtıdan anlardım. | Open Subtitles | أتذكّر هذا الصرير كنت أعرف من خلاله أنّه هنا |
burada olduğunu nereden çıkarıyorsun? | Open Subtitles | مالذي يجعلك تعتقد أنّه هنا ؟ |
Başkana ve başka insanlara zarar vermek için burada olduğu ihtimalini değerlendirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نأخذ في الإعتبار إمكانية أنّه هنا لإيذاء الرئيس وقد يكون هناك أشخاص آخرون متورطون. |
Ona ihtiyacın olursa diye sadece 'kişilik tanığı' olarak burada olduğu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنّه هنا كشاهد شخصية في حال احتجته |
Saito şimdiye kadar ölmüştür yani Buralarda bir yerdedir. Onu bulmalıyım. | Open Subtitles | مما يعني أنّه هنا في مكان ما، مما يعني أنني يجب أن أبحث عنه |
burada olduğunu bile düşünüyor musun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّه هنا حتّى؟ |
I bir yerde burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه هنا في مكان ما. |
burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّه هنا |
Ellie burada olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني (إيلي)، أنّه هنا |
Celia, burada olduğunu söyle. | Open Subtitles | (سيليا)، أخبريني أنّه هنا. |
burada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ) نعم، نعلم أنّه هنا. |
burada olduğu kesin! | Open Subtitles | أنا متأكدٌ أنّه هنا. |
- Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من أنّه هنا في مكان ما. |
Eminim Buralarda bir yerlerdedir. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنّه هنا... في مكان ما. |
Buralarda bir yerde olduğunu biliyorum. Yürüyün hadi. | Open Subtitles | أعرف أنّه هنا بمكانِ ما، هيّا |