Biz, Bay Stenton'ın rakamları manipüle ettiğini ne zaman farkına vardığınızı bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن بحاجة لمعرفة متى أدركتِ ..بالضبط أنّ السيد (ستينتون)، قام بالتلاعب في الأرقام |
Kendimi tanıttım ama belli ki Bay Harris beni duymamış. | Open Subtitles | عرّفتُ بنفسي، لكن من الواضح أنّ السيد (هاريس) لم يسمعني |
Bay Braxton'un böyle bir adam çağıracağı aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أتوقع أنّ السيد (براكستن) سيستعين بشخصٍ مثله.. |
Artık, sanırım yaşlı Bay Casey birşeylerden şüpheleniyor. | Open Subtitles | بعد الآن، أعتقد أنّ السيد (كايسي) يعرف أشياءً أخرى |
Yani, uyuşturucu satmayı bırakırsan eminim Bay Edwards okula dönmene izin verecektir... | Open Subtitles | انا متأكدة من أنّ (السيد (إدوارد سيسمح لك بالعودة إذا توقفت عن ترويج المخدرات |
Bay Kasdan'ın Missy'i kaçırdığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | تبين أنّ السيد (كازدان) هو من قام باختطافها |
Sorma sebebim, Bay Ames bana, ona vermem için bir paket vermişti. | Open Subtitles | (سبب سؤالي هو أنّ السيد (آمز أعطاني طرداً كي أسلمه لها |
Bu resimle herkes bu bardağın Bay Moss'a ait olduğunu... | Open Subtitles | بهذه الصورة (سيعرف الجميع أنّ السيد (موس ربّما يبحث عن كوبه |
Bay Sumners'ın önceden bildiğini gösteren bir kanıtınız yoksa... bunların hepsi onu ... öldürdükten sonra yazdığınız bir hikaye olabilir. | Open Subtitles | أنّ السيد (سومنر) قد عرف عن علاقة مع (غافن نيكولز)... فيمكن أن تكون هذه مجرّد قصة قمتِ بحياكتها بعد قتله |
Sorun şu ki, Hope, Bay Kurtik'in o akşam için sağlam bir görgü tanığı var. | Open Subtitles | الأمر وما فيه يا (هوب)، هو أنّ السيد (كورتيك) يملك حجة غياب قوية بتلك الليلة |
Ceza hukukunda hiç deneyimim yok. Bay Purcell'in sen oradayken rahat olabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّ السيد (بورسيل) سيكون مرتاحاً مع وجودكِ هناك |
Ah, hayır, ne olduğunu yalnızca Bay Purcell'in bildiği şu yakut yüzükten bahsediyor olmalısınız. | Open Subtitles | كلاّ، تقصدين الخاتم الياقوتي الذي يبدو أنّ السيد (بورسيل) وحده الذي يعلم بشأنه؟ |
Bay White Jesse'de bir potansiyel görmüş olmalı. | Open Subtitles | (لابد من أنّ السيد (وايت) رأى بريقاً في (جيسي |
Bayan Reynholm, evli kaldığınız kısa süre zarfında Bay Reynholm için vazgeçilmez olduğunuzu söylediniz. | Open Subtitles | سيدة (رينهولم)، قلت بأنه على الرغم من قصر مدة زواجكما إلا أنّ السيد (رينهولم) بات لا يستغني عنك |
Bay Stiles'ın kendi kutsal sürüsünün dışından bir avukat tutması enteresan. | Open Subtitles | هذا مثير للإهتمام أنّ السيد (ستايلز) يؤجّر محامٍ من خارج الحظيرة المقدسة ، صحيح؟ |
Bay Fisher'ın başka bir yerde olacağına dair bir bilgi almıştım. | Open Subtitles | كانت عندي معلومات جعلتني أعتقد أنّ السيد (فيشر) سيكون في موقع مختلف |
Belli ki Bay Meade gelmiyor. | Open Subtitles | -جليًا أنّ السيد المختار لا يفعل شيء لكِ . |
Seni Fransa'da bekliyor, biliyorsun. Bay Fountaine. | Open Subtitles | أتعلم، أنّ السيد (فونتين) يتوقع قدومك في "فرنسا". |
Ne yazık ki genç Bay Hoover da buna dahil. | Open Subtitles | أخشى أنّ السيد (هوفر)،لم يقدم أيّ اعتراض |
Bunu sormamın nedeni, Bay Ashbaugh'un böylesine önemli bir evrak için size güvenmiş olması. | Open Subtitles | السّبب الذي أسأله هو يبدو أنّ السيد (آشباو) يثق بك لتشهدي على مستندٍ مُهم. |