Neden insanlar gerçeği bilirse sana daha kötü davranacaklarını düşünüyorsun? | Open Subtitles | لماذا تحسب أنّ الناس سيعاملونكَ بشكلٍ أسوأ إن عرفوا الحقيقة؟ |
İnsanlar isminin önünde doktor yazdığını görüyor ve yardım edebileceğini umut ediyor. | Open Subtitles | أقول أعتقد أنّ الناس يقابلون الطبيب لشهرته ويأملون أنْ يتمكن من مساعدتهم. |
Gelecek hafta Güney Afrika'da tekrardan yapacağız ve bence insanlar bunları unutmuş olacak. | Open Subtitles | سنفعلُها مُجدداً في جنوب أفريقيا الأسبوع المقبل وأظنُ أنّ الناس ستنسى كل هذا |
Uyuşturucu problemi insanların onu bırakamamasıdır. | Open Subtitles | مشكلة المخدرات أنّ الناس ينسون التوقف عن تعاطيها |
İnsanların onu biraz tuhaf bulduklarını biliyordum ama 1960'da lig kurulduğundan beri her Viking oyuncusunun ismini ve hangi konumda oynadığını bilirdi. | Open Subtitles | أعلم أنّ الناس اعتقدوه غريب الأطوار، لكن يمكنه تسمية كل لاعبي الفايكنغ بمراكزهم منذ بدء السلسلة في 1960 |
CA: Diyorsun ki insanlar şeytanlara olduğu kadar meleklere de bağımlı olabilir. | TED | ك.أ: أنّت تخبرني أنّ الناس يمكن أن يدمنوا فكرة كونهم ملائكة كإدمانهم كونهم شياطين. |
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, insanlar on yıllarca kasın büyüleyici becerilerini taklit etmeyi denedi fakat bu çok zordu. | TED | ليسَ بالأمرِ المفاجئِ أنّ الناس قد حاولوا لعقودٍ طويلة استنساخَ قدراتِ العضلاتِ المذهلة، لكنَّ الأمرَ كان صعبًا جدًا. |
Yüzyıllardır insanlar, çoğu başarısız olan nakil deneyleri yapsalar da, Halsted'in yaşadığı dönemde kan grupları keşfedilmemişti. | TED | لم تكن فصائل الدم مكتشفة في عصر هلستد بعد، إلّا أنّ الناس جرّبوا عملية نقل الدم لعدة قرون بفشل ذريع في معظم الحالات. |
İnsanlar birbirlerini daha çok severse daha az öldürür. | Open Subtitles | أعني، لو أنّ الناس أحبّوا بعضهم أكثر سيقلّ إطلاقهم النار على بعضهم. |
İnsanlar hoşlanmış gibi görünüyor. Hatta bu cumaya randevum bile var. | Open Subtitles | يبدو أنّ الناس يحبّونه، حتى أنني حصلت على موعد غرامي هذه الجمعة |
Sence insanlar bu trajik zamanlarında ailenin acısını tazelemek isterler mi? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ الناس سيزعجون عائلتك في هذا الوضع المأساوي؟ |
Bu da demektir ki, insanlar Cehennem Evi'ne gelip duracaklar ona rastlayabilirler ve birileri incinebilir. | Open Subtitles | هذا صحيح , مما يعني أنّ الناس سيأتون إلى منزل الجحيم يندفعون إليه و شخص ما قد يتأذى |
Avladığımız o kadar şeyden sonra sadece insanlar inanıyor diye kaç tanesi oluşmuştu. | Open Subtitles | من بين كل الأشياء التي قمنا بمطاردتها كم ظاهرة تواجدت بسبب أنّ الناس قاموا بتصديقها |
Farketmiştik ki insanlar bovlinge geldiklerinde cüzdanlarını ve diğer değerli eşyalarını ayakkabılarına koyuyorlardı. | Open Subtitles | اكتشفنا أنّ الناس أثناء لعب البولنغ يخبئون محافظهم وأشياء أخرى رائعة داخل أحذية الشارع |
Neler olduğuna bir bakarsak, insanlar ölüyor çünkü derilerindeki nanolifler onları iletken bir maddeye çeviriyor. | Open Subtitles | ،أترى، ما يحدث أنّ الناس يموتون لأن النانو الموجود في جسدهم حولهم إلى موصلاّت بشرية |
Bana mı öyle geliyor yoksa insanlar böyle bir günde normal kıyafetleriyle mi gelmişler? | Open Subtitles | هل هذا أنا أو أنّ الناس يرتدون لبساً عاديّاً في مناسبة؟ |
Eminim insanlar çaldığımı düşünecekler. | Open Subtitles | أنا متأكده ، أنّ الناس ستعتقد أنني أخذته |
İnsanların onu sırf hava durumunu öğrenmek için izlediklerini söyleme bana şimdi. | Open Subtitles | لا يُمكنكِ أن تُخبريني أنّ الناس قد شاهدوها لأجل الطقس. |
Size bir şey daha söyleme fırsatı veriyor o da şu ki; tıpkı bizim lego yapan denekler gibi, kendi yaratmış olduğumuz varlığa baktığımızda başka insanların onu bizim gibi görmediklerini anlamıyoruz. | TED | ممّا يستدعي إخباركم شيئاً إضافيّاً ، وهو ، تماماً كما هم بنّاؤونا ، عندما نظروا للكائن الناتج عن إبداعهم ، نحن لا ندرك أنّ الناس لا ينظرون للأشياء كما ننظر لها |