Şunu da göstermek istiyorum, Kentucky'nin önerileri bayağı iyiydi: ay ışığı, çamaşır deterjanı ve sıvı tırnaklar | TED | وأردت أن أبين لكم ، أيضا ، الاقتراحات المقدمة من كنتاكي هي جيدة : لديهم مسكرات، منظفات الغسيل وسائل الأظافر. |
Size sürpriz gelebilecek başka bir şey daha göstermek istiyorum. | TED | أريد أيضا أن أبين لكم شيئا آخر الذي قد يفاجئكم بعض الشىء. |
Dünyaya hâlâ ünlü bir aktris olduğunu göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أنّي أريد أن أبين للعالم بأنّكِ لا تزالين ممثلة شرعيّة. |
Bütün bunların ne kadar gülünç olduğunu göstermek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أبين سخافة الموضوع |
Bütün Cylonların aynı olmadığını onlara göstermeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أبين لهم أن السيلونز ليسوا كلهم نفس الشيء |
Bazı nedenler senin sürekli çuvallamanı sağlıyor. Sana göstermek istediğim şey de bu | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أبين لك الاَليه التي بسببها دائماً تفشل |
Amerika'ya kutsal bir adamın evi nasıl olur göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبين لـ "امريكا" كيف يكون منزل الرجل المقدس |
Pekala, şimdi sizlere sadece iki tane daha arayüz göstermek istiyorum, çünkü bence en büyük zorluklarımızdan bir tanesi doğal sistemlerle olan ilişkimizi yeniden hayal etmek, sadece bu çarpık bireyselleşmiş sağlık modeliyle değil ama doğayı paylaştığımız hayvanlar yoluyla. | TED | حسنا ، لذلك أريد أن أبين لكم فقط اثنين من أكثر الواجهات، لأنني أعتقد أن واحد من التحديات الكبيرة التي نواجهها إعادة تخيل علاقتنا مع الأنظمة الطبيعية، ليس فقط من خلال هذا النموذج الصحة الشخصية الملتوية، ولكن من خلال الحيوانات التي لنا معها تعايش. |
Sana söz veriyorum, sadakatimi göreceksin Bu yerde nasıl büyüdüğümü göstermek istiyorum sana Burada yalnız değilim Ve iyi olacağımı biliyorum Ama kış kapıya dayandığında her şey çok daha zor Sana hiç söyleyemediğim sözleri kafamdan atamıyorum Yanımda olmamana dayanamıyorum Mutlu bir şekilde yaşıyorum Ama kendimi suçlu hissediyorum Gördüğüm mucizelere inanamazsın Bu dünya beni değiştirse de Seni daima seveceğim. | TED | أعدك أني سأثبت لك إخلاصي، أرغبُ أن أبين لك إلى أي مدى كبرتُ في هذا المكان في هذا المكان لستُ وحيدًا وأعلمُ أنني سأكون بخير ولكن يصبح الأمر دومًا أقسى عندما يأتي موسم الشتاء ليبقى ولا أستطيع تذكر جميع الكلمات التي لم أقلها أبدًا وإنه ليقتلني أنك لست معي هنا أعيشُ بسعادة ولكنني أشعر بالذنب ولن تصدق العجائب التي يمكنني رؤيتها هذا العالم يغيرني ولكني سأحبك بصدق. |
Size bu görüntünün üzerindeki işaretlenmiş noktaları göstermek istiyorum çünkü bu noktalar sanki siz oradaymışsınız gibi hissetmenizi sağlayan şeyler.. bunu çöyle düşünebilirsiniz -- bu, artırılmış gerçeklik için atılan ilave bir adım. | TED | ما أردت أن أبين لكم كانت هذه النقاط المثيرة للاهتمام من هنا على أعلى الصورة لأن الشعور الذي يمنحكم إياه هو الطريقة، اذا كنت متواجدا فعلا في المكان ... يمكنك التفكير في هذا -- هو اتخاذ خطوة بالإضافة إلى تضخيم الواقع. |
Bütün bunların ne kadar gülünç olduğunu göstermek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أبين سخافة الموضوع |
Her iki kültürün birbirine ne kadar ihtiyacı olduğunu göstermek istedim. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} أردت أن أبين كم احتاجت ثقافتين لبعضهما |
Sözlerimi dinlemiyorsunuz ben de size göstermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنت لم تٌصغِي إلى كلامي لذا أنا احاول أن أبين لك |
Bak, Muhafız'a göstermeye çalıştım ama çok sinirlendi. | Open Subtitles | استمع. حاولت أن أبين الجارديان كنه أصبح غاضبا. |
Sana binbir farklı şekilde, burada seni beklediğimi göstermeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أبين لك بشتّى الطرق أنني أنتظرك هنا |
Sana göstermek istediğim buydu. | Open Subtitles | هذا هو نوع من ما أردت أن أبين لك. |
Ona göstermek istediğim sadece... | Open Subtitles | لذلك أردت أن أبين له |