"أن أجعلهم" - Traduction Arabe en Turc

    • Onları
        
    • izin
        
    Tek istediğim, Onları rahat ettirebilmek, belki kalan günlerini biraz daha arttırabilmek. Open Subtitles إذا أنا يمكن أن أجعلهم مرتاح، تطيل حياة لربّما، هو كلّ يتوقّعون.
    Sonunda destekçilerini öğrenmek için Onları çarkıfelek oynamaya ikna etmiştim ve siz geri zekalılar ortaya çıktınız! Open Subtitles والآن، تمكّنت أن أجعلهم يأكلون الطعم حتى أستطيع أن أكتشف من هم مزوّدوهم وبعد ذلك، تظهروا أنتم أيها الملاعين
    Sevdiklerim Onları önemsemediğimi sanmasın diye... elimden gelen her şeyi yapardım. Open Subtitles سأرمي نفسي بالنار قبل أن أجعلهم يشعرون أنهم لايعنون لي أي شيء
    Onları daha serbest stile geçirebilirim, ama sonunda Onları birleştirmeliyiz. Open Subtitles يمكنني أن أجعلهم أحرار أكثر لكن لكن يجب أن نأخذهم سوية في النهاية
    Ana caddede karının boğazını kesmelerine izin vermemek için kendimi zor tutuyorum. Open Subtitles أنا بهذا القرب من أن أجعلهم ينحرون عنق زوجتك بوسط الطريق الرئيسي.
    Beni burada bir başıma bırakmalarına izin mi verecektim? Open Subtitles هل كان من المفترض أن أجعلهم يتركوني هنا ؟
    İstesem bile, Onları durduramam, elimde daha fazla delil olmadan. Open Subtitles حتى لو أردت ذلك، لا أستطيع أن أجعلهم يتوقّفون. ليس بدون دليل.
    Şeyy,Onları ayrı tutmaya çalışıyordum, ama bu sabah kalktığımda... birleşmişlerdi.Bilmiyorum. Sorun olur mu? Open Subtitles سأحاول أن أجعلهم متفرقين لكنني إستيقظت الصباح وكانوا نوعاً ما متلاصقين أنا لم أعلم ، هل هذا شيء عادي؟
    Şimdilik Onları oyalamaya çalışmalıyım. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أستطيع فعله أن أجعلهم مشغولين
    Onları oradan kovalamalıyım. Adım adım ve günden güne. Open Subtitles يجب أن أجعلهم يتراجعون خطوة خطوة ويوماً بعد يوم
    Evet, o konuya gelirsek... Onları oldukça sıra dışı bir kavgaya dahil etmek niyetindeyim. Open Subtitles أجل، أنوي أن أجعلهم يتقاتلوا فيما بينهم.
    İyileşecekler, fakat Onları acilen biraz ruh suyuna sokmam gerekiyor. Open Subtitles , أنهم سيكونون بخير لكن أحتاج أن أجعلهم في ماء روحي الآن
    İyileşecekler, fakat Onları acilen biraz ruh suyuna sokmam gerekiyor. Open Subtitles , أنهم سيكونون بخير لكن أحتاج أن أجعلهم في ماء روحي الآن
    Benim işim insanlara nazik davranmak değil Onları daha iyi hale getirmek. Open Subtitles ليست وظيفتي أن أكون لطيفاً مع الناس وظيفتي أن أجعلهم أفضل
    Tonlarca soru... Ve Onları mutlu etmeye çalıştım. Open Subtitles الكثير من الأسئلة وحاولتُ أن أجعلهم سعداء.
    Aslında, insanların nasıl rahatsızlandığı beni ilgilendirmez, sadece Onları nasıl daha iyi hissettireceğim önemli. Open Subtitles حسناً،إنه ليس من شأني أن أعرف مما يعاني منه الناس فقط علي أن أجعلهم يشعرون بتحسن
    Bu adamlar Afrika'dan geldiler ve Onları tek iş görüşmesine bile kabul ettiremedim. Open Subtitles ولا يمكنني أن أجعلهم ينجحوا في مقابلة وظيفية واحدة حتى.
    Onları bu işi gözümüzün önünde yaptığınızı düşündüremem. Open Subtitles لا أستطيع أن أجعلهم يعتقدون بأن الطاولة ستقلب من أمام أعيننا
    Şu anda yapabileceğim tek şey, hâlâ onlarla olduğumu düşünmelerine izin vermek. Open Subtitles كل ما استطيع فعله هو أن أجعلهم يعتقدون أني واحدُ منهم
    Tüm bunlarla birlikte, hiç bir şekilde ülkeyi terk etmelerine izin vermezdim. Open Subtitles كلا مستحيل أن أجعلهم يخرجوا بكل ما يملكون.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus