Onların sahip olduğuna sahip olmak isterim, ama aldatma olmasın. | Open Subtitles | أريد أن أحظى بما لديهما، لكن بدون الخيانة |
Bu yeni aileye sahip olmak sadece acıyı gizlemek, kanamayı durdurmak için bir yara bandı gibi. | Open Subtitles | مثل أن أحظى بهذه العائلة الجديد يكون أشبه بالغطاء الذي يغطي الألم ويوقف النزف |
Ve sıradan bir hayatım olsun istiyorum. Evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorum. | Open Subtitles | .. وأريد أن أحظى بحياة طبيعية أتزوّج، أنجب أطفالاً |
Bebek sahibi olmak istiyorum ve eğer bunu yapacaksam hızlı bir şekilde yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أحظى بطفل ، و إذا كنت سأفعلها أحتاج أن أفعلها الآن |
Bir derdim olmasını istedin, ben de bunu uydurdum. | Open Subtitles | أظنك كنت تريدني أن أحظى بمشكلة، لذا فكرتُ بشأن هذه. |
Bir bardak su alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | أيُمكنني أن أحظى بكأس من الماء، من فضلكِ؟ |
Ayrıca, o şeyi benim almamı istemiyor. | Open Subtitles | "كما أنه لا يودني أن أحظى بهذا الشيء بأي حال" |
Bazen olgun ve akıllı birisine sahip olmak güzeldir. | Open Subtitles | أمر جيد أن أحظى بشخص أكبر سنًا و أكثر رزانة في بعض الأحيان |
Bunca zamandan sora bir kardeşe sahip olmak iyi olurdu. | Open Subtitles | من الجيد أن أحظى بأخ بعد كل هذا الوقت |
Bu nedenle buraya geldim. Bir yuvaya sahip olmak istedim. | Open Subtitles | لهذا أتيتُ إلى هنا أردت أن أحظى ببيت |
Ama ben de sizin anılarınıza sahip olmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكن أريد أن أحظى بذكريات معكما، أيضًا |
Artık bebek sahibi olmak istediğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتَقد بأني أريد أن أحظى بطفِل بعد الأن. |
Seninle iletişim kurmak, gerçek bir evlilik sahibi olmak istiyorum. | Open Subtitles | ،أريد التواصل معكِ أن أحظى بزواج حقيقي |
- Belki de çocuk sahibi olmak bana göre değildir. | Open Subtitles | -لعله لم يكن مقدراً لي أن أحظى بأطفال |
- Hayatım üzerinde kontrol sahibi olmak istiyorum. | Open Subtitles | نعلم أريد أن أحظى ببعض السطيرة على حياتي - إيما، إيما... |
Kendi ailem olmasını istedim ve şimdi yeni bir plan yaptım. | Open Subtitles | أردتُ أن أحظى بعـائلة، لهـذا وضعتُ خطة عملية لتحقيق ذلك. |
Sanırım yeni bir şeyimin olmasını istedi. Tatlı eski şey. | Open Subtitles | أوه، أعتقد أنّها أرادتني أن أحظى بشئٍ جديد ، يالها من لطيفة |
Biraz alabilir miyim?" "Hayır. Ben hiçbir zaman seni balkabağı tartı yerken görmedim" | Open Subtitles | أيمكنني أن أحظى بقطعة؟" "كلا، لم أرَكَ تأكل قطعة من فطيرة اليقطين قط" |
- Affedersiniz bitkim için biraz su alabilir miyim? | Open Subtitles | عذراً أيمكنني أن أحظى بقليل من الماء لنبتتي؟ |
Carol Lockwood'la aramda bir şeyler vardı. Bence benim almamı isterdi. | Open Subtitles | (كارول لاكوود) وإيّاي كان بيننا تناغم، أظنّها كانت ستودّني أن أحظى بتلك الغرفة. |
Sen Jake'i benim almamı istemiyorsun. | Open Subtitles | -وأنت لا تريدني أن أحظى بـ(جايك ) |