çoğu tırtılın kelebeğe dönüşmeden önce yem olduklarını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتعلمين أن أغلب يرقات الفراشات تؤكل قبل أن تتحوّل إلى فراشة؟ |
Kariyerinin çoğunu çocuk suçları üzerine çalışarak geçirdi ve çalışmalarında çoğu müşterisinin çizgi roman okuduğunu fark etti. | TED | أمضى أغلب مهنته وهو يعمل مع المنحرفين القاصرين، وفي عمله لاحظ أن أغلب عملائه يقرؤون القصص المصورة. |
Araştırdıkça öğrendiğimiz üzere çoğu tıbbi araç Batılılar için, daha zengin ekonomiler için dizayn ediliyor. | TED | وقد تعلمنا أن أغلب الأجهزة الطبية كما أوضحنا، مصممات خصيصا للغربيين لأجل اقتصاد أقوى |
Ve şunu öğrendik: Bu 1.500 çöpün çoğu çok bilinen bir dürüm markasına aitti. | TED | وإليكم ما تعلمناه: أن أغلب هذه القمامة مصدرها علامة تاكو التجارية الشهيرة جدا. |
çoğu akademinin, polis teşkilatındaki kadın sayısını azaltmaya çalışan eril bir polislik gayesine bel bağladığını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن أغلب الأكاديميات تعتمد نموذجًا ذكوريًا للعمل الشرطي والذي يقلّص من عدد النساء في العمل الشرطي. |
çoğu kadının sahte, ikiyüzlü ve zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أن أغلب النساء مخادعات ومنافقات وعنيدات لكنتلكالمرأة.. |
Maalesef, çoğu piyade salağın teki olduğunuzu düşünüyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ, أن أغلب كتيبة المشاة يعدونك أحمق. |
Tabii ki çoğu olay yeri incelemesi görmekten ibarettir. | Open Subtitles | من الواضح أن أغلب التحقيقات بمسرح الجريمة هي متعلقة بالرؤية |
Arkadaşlarımın çoğu bu yoldan geçti. | Open Subtitles | تعرفين أن أغلب الأطفال أحضرهم بشيئ مثل هذا |
Çünkü tüccarların çoğu katiller ile iş yapmayı sevmiyor. | Open Subtitles | ستجد أن أغلب التجار لا يحبون التعامل مع القتلة |
çoğu insanın gergin olduğunu söylüyor ama ben hiç gergin değilim. | Open Subtitles | قالت أن أغلب الناس عصبيّين لكنّي لستُ كذلك علي الإطلاق. |
Zaten çoğu hayalet kim olduğunu hatırlamak istemez. | Open Subtitles | ما عدا أن أغلب الأشباح لا تود أن تتذكر ما حصل لها |
çoğu bayan zamanında tahliye edilmiş. | Open Subtitles | اعلم أن أغلب السيدات تم أنقاذهم في الوقت المناسب. |
ama dürüstçe, çoğu bazı yerlerde askıda kalıyor. | Open Subtitles | جميعهم سيرغبون في النوم معي ولكن بصراحة, أظن أن أغلب مشاعرنا موجوده في مكان ما بين الاثنين |
Aslında, çoğu zorbanın sadece duyulmak istediğini farkettim. | Open Subtitles | في الواقع، أكتشفت أن أغلب البلطجية . يريدون تكوين سمعة |
_ çoğu zorbanın sadece duyulmak istediğini farkettim. | Open Subtitles | أكتشفت أن أغلب البلطجيه يريدون تكوين السمعه |
çoğu insanın annesi hakkında böyle söyleyebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أغلب الناس سيقولون ذلك حيال أماهتم |
Ne dediklerini Yahudi'nin anlayacağını düşünmüş olmalılar. Çünkü çoğu Yahudi İbranice konuşur. Almanca'nın bir türü. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنهم افترضوا أن اليهودي يفهمها بما أن أغلب اليهود يتحدّثون اللغة الييديّة التي هي نوعٌ ما من الألمانيّة |
Sadece, çoğu insan listesi iyice kabarmadan evvel ölürler. | Open Subtitles | إلّا أن أغلب الأناس يموتون قبلما تبيت قائمة آثامهم مُحرجة. |
çoğu Amerikalı gündemden haberdar kalmak için yerel haberleri takip ediyor. | Open Subtitles | أن أغلب الأمريكيين يشاهدون الأخبار ليبقوا على إطلاع |