Sizin için yapabileceğim başka bir şey yoksa tabii. | Open Subtitles | إلا إذا تريد أي شيء أخر أستطيع أن أفعله لك |
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك ما أستطيع أن أفعله لك , كولونيل ؟ |
Senin için yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى و كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله لك |
Sizi sanatçıyla tanıştıracağım şimdilik sizin için yapabileceğim tek şey bu. | Open Subtitles | دعني اعرضك على الفنان المسؤول عن هذا، لكن هذا كل ما أستطيع أن أفعله لك |
Keşke senin için yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | أتمنّى ان كان هناك شيء يمكن أن أفعله لك. |
Senin için yapabileceğim hiçbir şey yok, evlat, kaybettiysen öleceksin. | Open Subtitles | لا شيء يمكن أن أفعله لك يا فتي إذا خسرت سوفَ تموت |
Umarım sizin için yapabileceğim bir şey olduğunda beni aramaya çekinmezsiniz. | Open Subtitles | كذلك ، فإنني آمل مخلصا أن اذا كان هناك على الإطلاق أي شيء يمكن أن أفعله لك... انك لن تتردد في أن تطلب مني. |
Senin için yapabileceğim birşey yok, B. Bunu asla düzeltemem. | Open Subtitles | ليس هناك شىء أستطيع أن أفعله لك "ب" لاأستطيع أبداً أن أفعله صواباً |
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكن أن أفعله لك ؟ |
Artık senin için yapabileceğim bir şey yok, Paul. | Open Subtitles | لا يوجد شئ أكثر أستطيع أن أفعله لك, بول |
Sizin için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أستطيع أن أفعله لك |
Ron Jon, kenara çek. Ron Jon, bana buz bul. Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı efendim? | Open Subtitles | نحتاج لبعض الثلج يا "برانجان" أهناك أي شيء يمكنني أن أفعله لك سيدي؟ |
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء آخر أستطيع أن أفعله لك ؟ |
Keşke senin için yapabileceğim bir şey olsaydı, David. | Open Subtitles | تمنيت لو كان هناك ما أستطيع أن أفعله لك (ديفد). |