Yarın sabah White Lodge'da olmalıyım. | Open Subtitles | -علي أن أكون في "وايت لودج" بحلول الغد -ماذا ؟ |
Kargoyla ilgili sorun çıktı. Bu gece Vietnam'da olmalıyım. | Open Subtitles | شيء ما حدث مع الشحنة، عليّ أن أكون في "فيتنام" اللّيلة. |
Ancak o zaman yaşıtlarım en az onlar kadar orada olmayı hak ettiğimi görecekti. | TED | عندها فقط يدرك الأشخاص من حولي أني أستحق أن أكون في هذا المكان تماماً كما يستحقون هم. |
Bu belki sizin için sürpriz değildir ama ben hastanede olmayı sevmiyorum. Hastaneye gitmeyi de sevmiyorum. | TED | من المحتمل أن هذا ليس صادماً لكم، لكني لا أحب أن أكون في المستشفى أو حتى أن اذهب إلى المستشفى. |
Öğretmenliği seviyorum çünkü. Başka bir yere gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأني أحب التعليم لاأريد أن أكون في أي مكان آخر |
Raleigh'da olmam gerekiyordu. Uçağımı kaçırdığım için sana teşekkür ederim. | Open Subtitles | كان من المفروض أن أكون في راليف بفضلك فوتت رحلتي |
İki gün içinde Los Angeles'de olmalıyım. Ne yapacağız? | Open Subtitles | يجب أن أكون في لوس أنجليس بعد يومين ماذا سنفعل؟ |
Saat dörtte Cleveland'da olmalıyım. | Open Subtitles | أخرج القضيب وأربطه بحزام المروحة، من المفترض أن أكون في (كليفلاند) عند الساعة 4: |
- 2 saat içinde Montreal'da olmalıyım. | Open Subtitles | -يجب أن أكون في (مونتريال) بعد ساعتين -ماذا؟ |
Bu gece Altar'da olmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أكون في مدينة "ألتار" الليلة |
- Ne kadarlığına? Bu hafta içinde Washington'da olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أكون في (واشنطن) نهاية الأسبوع |
Kutsal Kitap ile alay edenlerle birlikte olmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أرفض أن أكون في ذات الغرفة مع من يسخرون بالكتاب المقدس |
Şu lanet oyunlarından birinde olmayı daima istemişimdir. | Open Subtitles | لطالما أردت أن أكون في أحد مسرحياتك اللعينة |
Derinlerdeki bu canavarın yerinde olmayı tercih ederdim. | Open Subtitles | أفضّل أن أكون في مكان هذه السمكة في ظلمة البحر |
Konuşmanı izlemek için Columbiaya gitmek için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أنا أعمل على كل شيء لكي أتمكن أن أكون في كولومبيا لرؤية خطابك |
Ian'ın olduğu hiçbir yere gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون في أي مكان بجانب أيان يمكنكِ البقاء في منزلي |
Seninle beraber eve gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أدخل إلى هُناك أنا أريد أن أكون في المنزل معك و أنا أفسدتُ ذلك ، و أعلم ذلك |
Küçük Tokyo'da olmam çok garip. Bu bölgede çalışacağım aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | انه مضحك اتعرف أن أكون في طوكيو الصغيرة أنا لما أتوقّع أن أعمل في هذا الجزء من البلدة |
Sabah Ankara'da olmam lazım. Söylemiştim sana. Biliyorsun. | Open Subtitles | يتوجب علي أن أكون في أنقرة في الصباح أنت تعلم هذا، لقد قلت لك ذلك.. |
- Yarın San Francisco'da olmam gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أكون في سان فرانسيسكو غداً |
- Sektör 2'de olmalıyım, benim için bir şeyin var mı? | Open Subtitles | -يجب أن أكون في القطاع 2 ، لديك أي شيئ لي ؟ |
Saat 3'te Heber Springs'de olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أكون في "هيبر سبرينج" في الثالة |
Akşam yemeğinde Albany'de olmalıyım. | Open Subtitles | - عليّ أن أكون في ألباني للعشاء |