"أن أواجه" - Traduction Arabe en Turc

• yüzleşmeliyim
• yüzleşmeyeceğim
• Bana işkence edecek
• yüzleşmemi istiyorsun

Bununla yüzleşmeliyim, Bu ilişki yürümeyecek.
يجب أن أواجه الأمر لن تنجح العلاقة بيننا

İnkar edilemez ve acı gerçekle yüzleşmeliyim. Ben bir mutantım.
الآن يجب أن أواجه الحقيقـة المخيفـة التي لا يمكن إنكارها، وهي أني أبكـم.

Kusura bakma ama, bir sinemacı olarak gerçeklerle yüzleşmeliyim.
آسفة، لكن كصانعة أفلام يجب أن أواجه الحقيقة

Hiçbir şeyle yüzleşmeyeceğim, yüzleşmek istemiyorum, ve hissetmek istemediğim hiç bir duygum yok, ve buna annemin votka memeleri de dahil.
ليس علي أن أواجه شيء لا أريد أن أواجهه. وليس علي الشعور بشيء لا أريد أن أشعر به. وذلك يتضمن فودكا أمي.

Bana işkence edecek herkesle yüz yüze olmak istedim!
أخترت أن أواجه مضطهديني وجهاً لوجه

Tamam, anladım. İçimdeki kötüyle yüzleşmemi istiyorsun.
حسناً, أنتِ تريدين أن أواجه نسختي الشيطانية

Belki yanılıyorumdur. Belki de Sarah ile yüzleşmeliyim.
،رُبما أنني مخطئ رُبما ينبغي أن أواجه سارة الآن

Korkularımla yüzleşmeliyim her ne kadar önce özgüven patlaması yaşamam gerekse de.
يجب أن أواجه مخاوفي. ‏ حتى لو كنتُ بحاجة إلى دفعة من الثقة أولاً.

Yoluma çıkan her şeyle yüzleşmeliyim ve artık saklanamam.
يجب علىّ أن أواجه أيا كان ما يأتى فى طريقى ولا أستطيع الإختباء أكثر من ذلك

ihsas alabilirim, gerçeklerle yüzleşmeliyim tek arkadaşımsın, Abu!
لايمكنني أن أعمل بالنصيحة # علي أن أواجه الحقائق "أنت صديقي الوحيد، "أبو

Bundan sonra gerçek ile yüzleşmeliyim.
يجب أن أواجه الواقع من الآن فصاعدا

Gerçeklerle yüzleşmeliyim.
عليّ أن أواجه الحقائق

Sonuçlarıyla yüzleşmeliyim.
يجب أن أواجه العواقب.

Kaderimle yüzleşmeliyim, yalnız başıma.
يجب أن أواجه قدَري, لوحدي.

Cyrus, adaletle yüzleşmeliyim.
سايرس، يجب أن أواجه العدالة

Ve bundan sonra bu gerçekle yüzleşmeyeceğim.
وليس على أن أواجه تلك الحقيقة بعد ذلك

Bununla, güvercinlerin ve işportacıların önünde mi yüzleşmemi istiyorsun?
.. وتريدني أن أواجه ذلك