"أن الأشخاص" - Traduction Arabe en Turc

    • insanlar
        
    • kişiler
        
    • olduğunu
        
    • ve
        
    • insanların da
        
    Yapılan yeni araştırmalara göre, komaya giren insanlar çevrelerinde yaşananın farkında oluyorlarmış. Open Subtitles هناك دراسات حدثية تُظهر، أن الأشخاص الواقعون في غيبوبة يدركون ما حولهم
    Eğlenceli olduğu sürece, komik bir fikre benzediği ve tanık olacak insanlar da eğlenceli vakit geçirecekler gibi göründüğü sürece, bu bizim için yeterli. TED طالما أننا نستمتع ويبدو أنها ستصبح فكرة ممتعة ويبدو أن الأشخاص الذين يختبرونها سيستمتعون أيضا، ثم ذلك كاف بالنسبة لنا.
    Yani, cephedekilere müdahale edecek olan bu bilgili ve yetenekli insanlar hayat kurtarmak için ihtiyaç duydukları malzeme ve kaynaklara çok az ulaşabiliyorlar. TED يعني ذلك أن الأشخاص أصحاب المهارة والقدرة على الاستجابة عند الخطوط الأمامية يملكون القليل من الأدوات والمعدات والموارد المطلوبة التي يحتاجونها لإنقاذ الآخرين.
    Bu vicdansız sadece belirli kişiler tarafından görüldüğüne göre resmini bulamama ihtimalimiz var. Open Subtitles حيث أن الأشخاص المنتقونوحدهممن يرونهذا .. هناك فرصة , أننا لن نجد صورة له
    Görünüşe göre aradığımız kişiler bu yoldan gidiyorlar. Open Subtitles . يبدو أن الأشخاص الذين نطاردهم متجهين بهذا الإتجاه
    Daha önceki araştırmalar sağlıklı kolesterolleri doğal şekilde yüksek olan insanların kalp hastalığı oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir. TED وقد أظهر بحثٌ سابق أن الأشخاص ذوي المستويات المرتفعة طبيعيًا من الكوليسترول الصحي لديهم معدلات أقل من أمراض القلب.
    İnsanlara, yerlilerin barış içerisinde yaşadıkları halde yine de güçlü olduklarını ve topraklarının ellerinden alınmasına göz yummayacaklarını anlatmalıydım. Open Subtitles يجــبُ أقول للناس أنهُ بالرغم من أن الأشخاص الطبيعيون عاشوا في بأمان كانوا أقوياء حتى الآن لم يعانون بأراضيهم
    Bütün cevapları alabileceğini düşündüğün insanların da diğer herkes gibi sıradan insanlar olduklarını görmek çok garip. Open Subtitles إنه فقط شئ غريب أن ترى أن الأشخاص الذين كنت تعتقد أن لديهم جميع الحلول هم فقط بشر كالجميع
    ve inanılmayacak derecede beklenmeyen bir şey de, diğer insanlar da bu şekilde hissediyor ve görüyor. TED والشيء الغير متوقع أن الأشخاص الذين يشاهدون ذلك يتملكهم الشعور ذاته
    ve ortaya çıkıyor ki okuma-yazma bilmeyen insanlar yetki aktarma üstatlarıdır. TED وتبين لنا أن الأشخاص الأميين هم خبراء في فن التفويض.
    Evsiz insanlar takım elbise giyen insanlarla aynı ortamda olabilir dedik. TED وقلنا، أن الأشخاص المشردين بإمكانهم أن يكونوا في نفس مكان الأشخاص الذين يرتدون البدلات.
    sıradan insanlar kahramanca işler yapıyorlar. TED هي أن الأشخاص العاديون هم من يقومون بأعمال البطولة.
    Araştırmalar gösteriyor ki hayatının anlamı olan insanlar daha metanetli okulda ve işte daha iyiler ve hatta daha uzun yaşıyorlar. TED والدراسات تعرض أن الأشخاص الذين يحملون مغزىً للحياة، انهم أكثر مرونةً، هم أفضل في الدراسة وفي العمل، كما أنهم يعيشون أطول.
    Ona göre, hayatlarında amaç olan insanlar telafi, olgunluk ve sevgi ışığında hikâyelerini anlatıyorlar. TED لقد وَجد دان أن الأشخاص الذين يعيشون حياةٍ ذات مغزىً يميلون لإخبار قصصٍ عن حياتهم مبنيةً على الفداء والنمو والحب.
    Meritokrasinin kötü düşüncesine göre, başkalarından biraz daha fazla şey başaran insanlar aslında onlardan biraz daha fazlasını hak ediyorlardır. TED والشر في مبدأ الجدارة هو أن الأشخاص الذين حققوا أكثر بقليل من الآخرين لهم قيمة أعلى بقليل من غيرهم.
    Kayıp kişiler birimi bakmalı bu işe. Open Subtitles يبدو لي أن الأشخاص المفقودين لا يجب أن يحظوا بكل هذا الإهتمام
    En çok güvendiğimiz adamlar bıçağı sırtımıza saplayacak en iyi konumdaki kişiler oldular. Open Subtitles أن الأشخاص الذين وضعنا بهم أعظم درجات ثقتنا يتواجدون في أفضل موضع لوضع السكينة في ظهورنا
    Şu bir gerçektir ki bağımlılıktan muzdarip kişiler özgür iradelerini kaybetmiştir, uyuşturucu, alkol, yemek veya ödül sistemini uyaran diğer davranışlar konusunda. TED إنها الحقيقة أن الأشخاص الذين يعانون من الإدمان قد فقدوا إرادتهم الحرة عندما يتعلق الأمر لسلوكهم حيال العقاقير المخدّرة والكحول والطعام أو أي نظام تشجيعي آخر يحفز السلوكيات.
    En yoksul insanların, sert havalara karşı en zayıf olduğunu defalarca görmemize rağmen. TED على الرغم من أننا نرى مرارًا وتكرارًا أن الأشخاص الأكثر فقرًا هم الأكثر تأثرًا بتغيرات المناخ العنيفة.
    Bir biyoteknoloji firmasında, ben ve çalışanlar nazik görünenlerin lider olarak görülmesinin iki kat daha muhtemel olduğunu ve çok daha iyi iş yaptıklarını bulduk. TED في مؤسسة للتكنولوجيا الحيوية، وجدت أنا وزملائي أن الأشخاص الدمثين يتضاعف احتمال رؤيتهم كقادة، وأداؤهم أفضل بشكل ملحوظ.
    Öz farkındalığı olan insanların daha başarılı olduğunu gösteren gerçek anlamıyla tonla araştırma var. TED وفي الواقع، هناك أعداد كبيرة من البحوث التي تُظهِر أن الأشخاص الذين يملكون وعيًا ذاتيًا هم أكثر إنجازًا.
    Ayrıca bu listedeki insanların da olayla ilgili olması büyük ihtimal. Open Subtitles هنالك أيضا إحتمال كبير أن الأشخاص المذكورة أسمائهم في هذه القائمه متورطون أيضا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus