Gecekonduda doğan çocukların toplum için birer tehdit olduğunu herkes bilir. | Open Subtitles | لا يخفى عليكم أن الأطفال في الأحياء الفقيرة ..يمثلون تهديداتكامنةعلىالمجتمع. كماأعتقد. |
çocukların kostümden çok şekerle ilgilendiklerini biliyorum ama bence emeğimi de takdir edeceklerdir. | Open Subtitles | أعرف أن الأطفال يهتمون للحلوى أكثر من الزي لكني اعتقد انه يقدرون الجهد |
Çalışmalar gösteriyor ki, köpeklerle büyüyen çocukların bağışıklık sistemi daha güçlü oluyor. | Open Subtitles | تشير الدراسات أن الأطفال الذين يكبرون مع الكلاب يملكون نظاما مناعيا أقوى. |
Bir: çocuklar, ancak ilkokula başladıktan sonra yalan söylemeye başlarlar. | TED | الأول: يحدثُ أن الأطفال يكذبون فقط بعد دخولهم المدرسة الإبتدائية. |
ya da çocukların çok uzun zaman hareketsiz oturmalarını mı istiyoruz, ve erkek çocukların kendilerini beceriksiz hissediyorlar? | TED | أم ذلك بسبب أن الأطفال يقضون أوقات طويلة ، حيث أن الأولاد يحسون أو يميلون للفشل ؟ |
çocukların sevgiye gereksinim duyduğunu biliyordum ama sevgi nasıl bir şeydi onu bilmiyordum sadece. | TED | علمت أن الأطفال يحتاجون للحب، ولكني فقط لم أكن أعلم كيف يبدو الحب. |
Ve bu bilgisayarla bu çok sık oluyor, daha çok küçük çocukların büyük çocuklara öğrettikleri görülür. | TED | وهذا يحدث دائماً مع هذه الحواسيب، أننا نجد أن الأطفال الصغار يقومون بتعليم الكبار. |
çocukların dünyadaki en önemli ve savunmasız kişiler olduğunda hemfikiriz diye düşünüyorum. | TED | إني أعتقد أننا جميعنا يتفق على أن الأطفال هم أكثر الناس أهمية في العالم وأضعفهم. |
İnsanlar çocukların acımasız olduğunu söyler, ama ne küçükken ne de yetişkinken kimse benimle dalga geçmedi. | TED | يقول الناس أن الأطفال وقحون، لكني لم أتعرض إلى الإهانة منهم قط عندما كنت طفلة أو عندما أصبحت راشدة. |
Salgın hastalık uzmanları tarafından, tekstil merkezlerine yakın yaşayan çocukların, lösemiye yakalanma ihtimalinin yüksek olduğu iyi bilinir. | TED | ومن المعروف عند علماء الأوبئة أن الأطفال الذين يعيشون بجانب مصانع النسيج معرضون بشكل أكبر للإصابة بسرطان الدم. |
Diğer yandan sizin bu sistemden geçen çocukların performanslarında çarpıcı artışları olduğuna ilişkin gerçek kanıtlarınız var. | TED | لذلك فقد تحصلت على الدليل الفعلي الأن أن الأطفال حتى الأن يسلكون مسارك هناك تزايد دراماتيكي في الأداء. |
Anne-babaysanız, çocukların çember çizmeye bayıldığını biliyorsunuzdur. | TED | فإذا كنت وليّ أمر فأنت تعلم أن الأطفال يحبون عمل الدوائر |
Çünkü, bu projenin ana fikri çocukların eski ve demode kütüphanelerden sıkılıyor olması, dediler. | TED | لأنهم، قالوا، فكرة هذا العمل أن الأطفال كانوا قد سئموا من المكتبات القديمة العتيقة. |
Kamptan ayrıldık ve heyecanla, ne kadar güzel zaman geçirdiğimi ve çocukların ne iyi olduğunu anlatıyordum. | TED | خرجنا بعدها من المعسكر، وكنت أشعر بالإثارة وأنا أخبرها عن الوقت الرائع الذي قضيته وكم أن الأطفال كانوا رائعين. |
Bulduğum şey kendi gruplarının beklediğini düşünen çocukların daha fazla şey almak için bekleyen çocukları seçmeye yatkın olduklarıydı. | TED | فوجدت أن الأطفال الذين صدّقوا أن فريقهم انتظر مالوا إلى تفضيل الأطفال الذين ينتظرون. |
Muhtemelen en önemli mesele, bakımını çocukların yapabilmesi. | TED | لعل أكثر النقاط أهمية هناك هي أن الأطفال بإمكانهم القيام بالصيانة. |
Ve yani çocuklar bir şekilde benim makineyi çalıştırmış olmalı. | Open Subtitles | وهذا يعني أن الأطفال وبطريقة ما جعلوا آلة الزمن تعمل |
Yazdıklarında insan kurban etmekte en iyisinin çocuklar olduğunu belirtmiş. | Open Subtitles | أشارت كتاباته إلى أن الأطفال هم أفضل أنواع التضخية البشرية |
Bizce çocuklar daha iyisini hak ediyor. | TED | نحن نعتقد أن الأطفال يستحقون ما هو أفضل. |
Bence bebekler ve çocuklar aslında biz yetişkinlerden daha bilinçliler. | TED | أعتقد أن الأطفال الصغار هم في الحقيقة أكثر وعياً منا كبالغين. |
Ama çocukları pirinci bırakıp hayvansal gıdalarla, süt ürünleri ve etle değiştirdiler. | Open Subtitles | إلّا أن الأطفال توقّفوا عن تناول الأرز و استبدلوه بطعام حيواني المصدر، |
Bir 10 yıl önce bebeklerin de aynı şeyi yapıyor olabileceğini öne sürdüm. | TED | ومنذ حوالي 10 سنوات مضت، اقترحت أن الأطفال الصغار ربما يقومون بالأمر ذاته. |