Klara'nın etrafındaki çocukların okul sonrası evlerine dağılmak yerine hep birlikte köyün çıkışına doğru gitmeleri bana hep garip geliyordu. | Open Subtitles | بدا لي غريباً أن الأولاد من حول كلارا بدلاً من أن يذهبوا لبيوتهم بعد المدرسة كانوا يذهبون معاً لطرف القرية |
Hep beyaz ekmek içinde sucuk yiyen çocukların şanslı olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن الأولاد الذين يأكلون المرتديلا مع الخبز الأبيض محظوظين |
ya da çocukların çok uzun zaman hareketsiz oturmalarını mı istiyoruz, ve erkek çocukların kendilerini beceriksiz hissediyorlar? | TED | أم ذلك بسبب أن الأطفال يقضون أوقات طويلة ، حيث أن الأولاد يحسون أو يميلون للفشل ؟ |
Dükkandan alınmış pudinginiz olduğunu gördüm, çocukların ev yapımını denemek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | رأيت أنه يوجد لديكما بودينغ من السوق وفكرت أن الأولاد سيحبون تذوق شيء منزلي |
Tamam. Eğer çocukların benim yüzümden gitmediklerini düşünseydim, ben de giderdim. | Open Subtitles | طيب إن ظننت أن الأولاد لا يذهبون بسببي ، سأذهب |
Bay Maxence, nezaketiniz için teşekkürler. Ama çocukların size daha fazla ihtiyacı var. | Open Subtitles | شكراً للطفك، أيها العم ماكسان لكني أعتقد أن الأولاد بحاجة ماسة إليك |
çocukların sarayı ya da başka bir şeyi havaya uçuracağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لنتأكد أن الأولاد لن يفجروا القصر أو شيء كهذا |
Ben evimden 2004 yılından beridir çıkmıyorum ve ben bile çocukların artık buna böyle demediğini biliyorum. | Open Subtitles | لم أخرج من المنزل منذ سنة ٢٠٠٤، و حتى أنا أعلم أن الأولاد ما عادوا يسمونه هكذا |
Rosie'nin yabancı çocukların yaptığını söylediği farklı basıncı yaptı, sonra da dedi ki, "Halletmem gereken bazı şeyler var." | Open Subtitles | وهو فعل ذلك الضغط المختلف تقول روزي أن الأولاد الأجاني يفعلون ذلك, ثم قال, "يتوجب علي ترتيب بعض الأشياء." |
Sorun değil çiçeğim, diğer çocukların yine çocukluk yapacaklarını biliyorum ama ben senin doğru olan şeyi yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | ,لا بأس يا مدللي, أعرف أن الأولاد سيظلوا أولاد و لكني أثق بأنك ستفعل الأمر الجدير بالثقة |
Size, çocukların ciddi mesafe kat ettiklerini söyleyecektim. | Open Subtitles | سيد لازار، كنت أريد أن أخبرك أن الأولاد قد قطعوا مرحلة جيدة |
çocukların ailelerine yalan söylemesiyle ilgili konuşmanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر ما كنت تقول بخصوص أن الأولاد يكذبون أحيانا على آبائهم؟ |
Doğru ama, eğer asistanına çocukların bu akşam arkadaşlarında kalacağını ve tüm evin bize kaldığını söylesem beni yanlış anlayabilirdi. | Open Subtitles | حسنا,كان بامكانك الاتصال فقط صحيح,ولكنى اذا قمت باخبار مساعدتك أن الأولاد يمضون الليله فى منزل صديقهم |
çocukların o kadar da tehlikeli olmadığnı biliyorsun.. | Open Subtitles | إنّك تعلم أن الأولاد لا يُمكنهم مغادرة المكان لتجنب العقاب. |
Bu Mary Poppins şeyi harika ama çocukların yorulduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | عرض الدمى المتحركة الذي تقوم به عظيم لكني ألاحظ أن الأولاد متعبون |
Bu çocukların daha kaç travmayı... kaldırabileceğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | كم من الصدمات تظنين أن الأولاد يستطيعون التحمل؟ |
Fakat sizcede dünyadaki bütün çocukların hızlı motorsikletlerden hoşlanması biraz tuhaf değil mi? Bir tanesini bile görmedi. Hiçbirini sürmedi, tabiki, fakat Google aracılığıyla bir çok arama yaptı. | TED | ولكن أليس من الغريب أن الأولاد الصغار حول العالم يحبون الدراجات السريعة؟ لم يشاهد واحدة. لم يركب واحدة, بالطبع ولكنه قام بالبحث الكثير باستخدام جوجل |
Ancak çocukların sana güleceğinden korkuyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنما تظن أن الأولاد سيضحكون عليك ، صح؟ |
Geçmiş ve gelecek tüm bu kupalar, kurdeleler ve ödüller çocukların yönlendirilebileceğinin kesin kanıtı genetik verilere dayanarak. | Open Subtitles | كل الكؤوس و الجوائز في الماضي و الحاضر و المستقبل هي دليل على أن الأولاد يمكن أن يكونوا أبطالاً لكي يعكسوا أفضل مظهر لأي جينات وراثية |
çocukların orada olacağından emin misin? | Open Subtitles | أواثق من أن الأولاد سيكونوا هناك؟ |