...O da... aşkın, müzikle aktarılması ile ve ayak alıştırması ile güzelleştiğidir. | Open Subtitles | .. أن الحب يأتي حاملاً معه الموسيقى و أنه يأتي خطوة بخطوة |
Bu iki gulyabani aşkın güzel insanlar için olduğunu bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | ألاّ يعرف هذان القبيحان أن الحب هو من أجل الشباب الوسماء؟ |
Önce bu deneyin sonuçlarını anlatmak istiyorum, sonra da aşkın nereye gittiğine geçmeyi düşünüyorum. | TED | وهذا ما أريد أن أحدثكم به أولاً ثم نستكمل إلى حيث أعتقد أن الحب يتجه. |
aşk listede oldukça düşük sanırım, o zaman, değil mi? | Open Subtitles | أظن أن الحب منخفض في القائمة بذالك ، هاه ؟ |
Öncelikle, aşk senin yemek ve nefes alma isteğini engellememeli. | Open Subtitles | أولاً أظن أن الحب يجب أن يحرمك من الطعام والأكسجين |
Toplumdaki çalışkan tüm İngilizce öğretmenlerim bu kelimenin hem sevmek hem de sevgi anlamına geldiğini bilir. | TED | وجميع مدرسي اللغة الإنجليزية في الحشد أعرف أن الحب يمكن أن يكون اسما وفعل |
aşkın, bir duygu olmadığını farketmeye başladım. | TED | لقد بدأت أدرك أن الحب الرومانسي ليس بإنفعال واحد |
Dolayısıyla aşkın ruhsal durumumuz ve davranışlarımızdaki değişimlerle bağlantılı olduğuna dair bazı kanıtlar var. | TED | حتّى أنّه هناك بعض الأدلة أن الحب يرتبط مع تغيّرات حالاتنا المزاجية وتصرفاتنا. |
Bu devasa öfke devresinde, etrafımızda ateş çemberleri yandığı zaman, devrimci aşkın , çağımızın gereksinimi olduğuna inanıyorum. | TED | وفي هذه الحقبة من الغضب الهائل، عندما تحرق النيران جميع من حولنا، أعتقد أن الحب الثوري هو مطلب عصرنا الحالي. |
İşte bu yüzden aşkın devrimsel olabilmesi için üç ayrı yönde de uygulanması gerektiğine inanıyorum. | TED | وهذا لماذا أعتقد أن الحب يجب أن يوزع في ثلاث جهات لكي يصبح ثوريًا. |
Aron'un tarif ettiği aşkın iyi bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الحب جيداً بالطريقة التي يتحدث بها آرون |
Mümkün mü aşkın bu kadar çabuk çarpması insanı? | Open Subtitles | هل من الممكن أن الحب يجب أن تتخذ لعقد مثل هذه المفاجئة? |
Hala aşkın ve romantizmin var olduğu tek bir yer düşünebiliyorum.. | Open Subtitles | إنى أفكر أن الحب و الرومانسية موجودة فى مكان واحد |
Bayan Malena, benden daha yetenekli birisi... gerçek aşkın karşıIıksız aşk olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | السيدة مالينا شخص أكثر مني قدرة كتب أن الحب الحقيقي هو الحب الغير متبادل |
Bence o aşk, günün sonunda birisinin yaptığı hatalardan daha güçlü olacak. | Open Subtitles | أعتقد أن الحب في النهاية يكون أقوى من أي خطأ يرتكبه الشخص |
Bir zamanlar aşk asla üzgün olduğunu söylemek zorunda olmadığın anlamına gelirdi. | Open Subtitles | لقد قيل مرة أن الحب يعني أن لا تقول كلمة آسف أبدا |
Bir adam ve evlilik öncesi kadın arasındaki aşk gibi hiçbir aşk yoktur. | Open Subtitles | وهو أن الحب غير موجود، إلا لفترة وجيزة بين رجل وامرأة قبل الزواج. |
aşk gerçektir diye düşünürdüm ama sadece bir hayal, bir hileymiş. | Open Subtitles | حسبت أن الحب كان حقيقي لكنه كان مجرد خيال و خديعة |
İnanıyorum ki aşk, 900 yıl önce bile sıkıcı olmamıştı.. | Open Subtitles | أنا أؤمن أن الحب ليس مملاً حتى قبل 900 عام |
Yoga öğretmenlerimden birinin, bir zamanlar söylediği gibi sevgi Dikkattir, ve elbette, büyükannemden öğrendiğim gibi sevgi ile Dikkat birdir ve aynı şeydir. | TED | وقال أحد مدربي اليوغا لي مرة أن الحب هو الاهتمام، وقطعا من جدتي، الحب والاهتمام من واحد ونفس الشيء. |
sevginin aynı zamanda bırakmayı gerektirdiğini anlayana kadar, onu taparcasına seviyordum. | TED | لقد أحببتها، بكل ضراوة الطفولة قبل أن تدرك أن الحب يتطلب الابتعاد أيضا. |