Bir noktada, o At duracak ve tahıl yiyecek. | Open Subtitles | عند نقطة ما، أن الحصان يجري إلى أن تتوقف عن تناول الطعام وبعض الحبوب. |
Faytoncunun tüm baskılarına rağmen, hareket etmeyi reddediyordur At. | Open Subtitles | ورغم كل إلحاحه، إلا أن الحصان يأبى أن يتحرك. |
Yani planın, bu At muşambanın altında kapana kısılmışken bahara kadar karı süpürmek mi? | Open Subtitles | إذا خطتك هي أن تجرفي الثلج حتى الربيع في حين أن الحصان محاصرتحت قماش القنب هذا؟ |
Ama ikimiz de biliyoruz ki yüz bin dolardan fazlaya seksüel gücünü sattığın At.. | Open Subtitles | لكن كلينا نعلم أن الحصان الذي تبيعين خدماته الجنسية مقابل مائة ألف جنيه لليلة |
Sormamın sebebi At eğer yarın kayberse, sigorta şirketinden bir beklentin olmayacaktı. | Open Subtitles | السبب في سؤالي هو أن الحصان قد يُفقد غداً فيصبح من حقك مطالبة شركة التأمين بقيمته |
Zannedersem At, başlamak için kötü bir yer değil. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن الحصان ليس مكان سيء يبدأ فيه |
At ne istediğini biliyor gibi, sanki onun aklını okuyabiliyor. | Open Subtitles | يبدو أن الحصان يعرف ما يريد، وكأنه قادر على قراءة أفكاره. |
At ne istediğini biliyor gibi, sanki onun aklını okuyabiliyor. | Open Subtitles | يبدو أن الحصان يعرف ما يريد، وكأنه قادر على قراءة أفكاره. |
At kaçtıktan sonra ahırı kilitlemek aptallık... | Open Subtitles | إنه من الغباء قفل باب الأسطبل بعد أن ... الحصان |
Smith daha sonradan, atın tam yüzüne baktığını söyleyecekti, sanki At ona, "Neye bakıyorsun? | Open Subtitles | سميث قال فيما بعد ذلك أن الحصان إحتقره... :كأنه يقوله إلى ماذا تنظر بحق الجحيم؟ |
- Yedinci At. Onuncu koşu. | Open Subtitles | -و قالت أن الحصان رقم 7 في السباق العاشر هو الذي سيربح |
- Ve bir de karısı ve bir At hakkında yaptığın ve karısının da kulağına giden espri var. | Open Subtitles | كان ذلك سيئاً . - و النكتة التي أجريتها عن زوجته و أن الحصان سمع زوجته |
Yani, bir adamın esasen bir attan ya da katırdan bir farkı yoktur... sadece belki... At ya da katır, biraz daha duyarlı olabilir. | Open Subtitles | حسناً، الرجل لا يختلف كثيراً .. عن الحصان أو البغّل .. ربما باستثناء أن الحصان أو البغل قدّ يكون لديهما أحساس أكثر بقليل |
Bu güçlü, büyük At tam da senin gibi bir kıza göre. | Open Subtitles | يبدو أن الحصان كبيرٌ على فتاة مثلكِ |
Atın, Hunlar için kutsal olduğunu bildikleri için vücuduna ısıtılmış bıçaklarla on At resmi çizmişler. | Open Subtitles | ويعلمون أن الحصان مقدس لدى (الهونيون) لقد حفروا عشره أحصنه على جسده بإستخدام السكاكين الساخنه |
At Christy külot giyiyor. | Open Subtitles | أن الحصان يرتدى سروال |
At çok yoruldu. | Open Subtitles | أن الحصان متعب |