Neden mi? Öyle görünüyor ki Erkekler çok sperm üretiyor. | TED | لماذا؟ لقد اتضح أن الرجال ينتجون الكثير من الحيوانات المنوية. |
Çoğu kadın, Erkekler çocuk gibidir der. Ama bu doğru değil. | Open Subtitles | كثير من النساء يقولون أن الرجال كالأطفال ولكن هذا غير صحيح |
Asyalı Erkekler ve siyahi kadınların bunlarda pek şansı olmadığını okumuştum. | Open Subtitles | قرأت أن الرجال الآسيويين والنساء السوداوات يحظون بأسوأ النتائج على التطبيقات. |
Anlaşılan beyaz erkeklerin klitorisi bulmakla ilgili bir sorunu var. | TED | يبدو أن الرجال البيض يواجهون مشكلة في التعرف على البظرين. |
Ve görünüşe göre bunun nedeni erkeklerin farklı çalmasıydı, galina daha iyiydiler. | TED | ويبدو أن السبب أن الرجال يعزفون بشكل مختلف، بصورة أفضل فرضياً، فرضياً |
Ve etek oldukça kısa çünkü erkeklerin uzun bacaklardan hoşlandığını biliyor. | Open Subtitles | و التنورة القصيرة جداً لأنها تعرف أن الرجال تحب السيقان الطويلة |
Son iki saat içinde öğrendiğim tek şey, Amerikan erkeklerinin birayı sevdiği, sık sık işediği ve erekte olmada sorunları olduğu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي تعلمته في الساعتين الأخيرتين أن الرجال الأمريكيين يحبون شرب البيرة يتبولون كثيرا, و يعانون من مشاكل في الانتصاب |
Erkekler kendileri hakkında, başkaları hakkında söylediklerinden daha çok yalan söylüyorlar. | TED | كما أن الرجال يكذبون عن أنفسهم أكثر بثمانية مرات عما يفعلون للأشخاص الآخرين. |
Hindistan'dan aldığımız bir ders vardı: Erkekler eğitilemezdi. | TED | درس واحد تعلمناه في الهند هو أن الرجال لا يمكن تدريبهم |
Mars ve Venüs'ün ötesine geçme zamanı geldi çünkü gerçek şudur ki Erkekler Afrika'dandır ve kadınlar da Afrika'dandır. | TED | حان الوقت لننتقل لما بعد المريخ والزهرة, لأن الصدق هو أن الرجال من أفريقيا والنساء من أفريقيا |
Bir özgeçmişe göz gezdirmek gibi, bu yüzden bu Erkekler kağıt üzerinde harika görünüyor ama bana hiç uymuyorlar. | TED | إن الأمر يشبه مراجعة السيرة الذاتية، وهذا هو السبب في أن الرجال يبدون رائعين على الورق وهذا لا يتناسب معي إطلاقًا. |
Bu, Erkekler de histeri hastası olabilir demekti ancak kadınlar hala buna en duyarlı olanlardı. | TED | أي أن الرجال معرضون للإصابة بالهستيريا لكن النساء هنَّ الأكثر تأثراً بهذا المرض. |
Ve daha derine inerseniz, bu durum özellikle Erkekler için geçerlidir. | TED | وإذا ذهبنا أعمق من ذلك ، سنرى أن الرجال هم الاكثر عرضة. |
Ama aslında Erkekler bunu istiyorlar, çünkü kızarkadaşlarının bunu tercih ettiklerini öğreniyorlar, kendileri de ayrıca cinsel yaşamlarını iyileştirdiğini düşünüyorlar. | TED | لكن إتضح أن الرجال يفعلون، لأنهم يسمعون من شريكاتهم أنهن يفضلن ذلك، ويعتقد الرجال أيضاً أنها ستزيد المتعة الجنسية. |
Yakın zamanda, erkeklerin pek de güvenilir olmadıkları dikkatimi çekti. | Open Subtitles | لقد عرفت بالأونة الأخيرة أن الرجال لا يمكن الوثوق بهم |
Söylememe gerek olmayan bir temel neden daha var ve o da bunun genelde erkeklerin umrunda olmaması. | TED | يوجد سبب آخر، لم أذكره، هو أن الرجال لا يكترثون لذلك، |
Toplumumuzda kadınlarla erkeklerin eşit olmadığı yüzlerce yönü listeledim. | TED | ابتدعت قوائم تحوي مئات الطرق توضح كيف أن الرجال والنساء مختلفون في مجتمعنا. |
Bilirsiniz, erkeklerin şimdi kadınlara ihtiyacı var. | TED | إنه مثال, تعلمون، أن الرجال بحاجة للنساء الآن. |
Önce erkeklerin öldüğünü ve annelerin izlemeye zorlandığını söylüyor muyum? | TED | هل أخبرها أن الرجال ماتوا أولًا وأن الأمهات أُجبروا على رؤية المذبحة؟ |
Geçen yüzyıldan kalma, erkeklerin matematikte kadınlardan daha iyi olma nedeninin daha büyük beyinlere sahip olmaları olduğunu iddia eden teoriler duymuş olabilirsiniz. | TED | ربما سمعتم نظريات من القرن الماضي تتحدث عن أن الرجال أفضل من النساء في الرياضيات لأن لديهم دماغاً أكبر. |
Latin erkeklerinin genelde terapiye katılmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الرجال من أصل لاتيني لديهم عادات تمنعهم من الذهاب للعلاج النفسي |