Federal Şerife yalan söylemenin sadece günah değil, suç da olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أتدرين أن الكذب على مارشال إتحادي ليس مجرد خطيئة بل هو جريمة |
Ancak kesin olarak bildiğimiz bir şey varsa, yalan söylemenin asla eskisi gibi olmayacağıdır. | TED | مع ذلك، فالشيء الذي أعرفه بالتأكيد هو أن الكذب لن يكون كما هو مرة أخرى. |
Federal bir ajana yalan söylemenin suç olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف أن الكذب على محقق فيدرالي هو جريمة؟ |
Baba, bak belki de anneme yalan söylemek iyi bir fikir değildi. | Open Subtitles | أبي، انظر كنت أفكر ربما أن الكذب على أمى ليس |
Bence birine zengin olması için yalan söylemek yanlış deil. | Open Subtitles | يعني أنا لا أعتقد أن الكذب أمر سيء عندما كنت مساعدة شخص الثراء. |
yalan söylemek strese yol açıyor biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أن الكذب يسبب الضغط، أليس كذلك؟ |
Para kazanmak ve başarılı olmak için yalan söylemenin erdem olduğuna inanılan bir toplumdan geliyorum. | Open Subtitles | لقد جئت من عالم ذاك يعتقد أن أن الكذب لتحقيق النجاح والكذب لكسب المال هي فضيلة. |
Gerçekten yalan söylemenin benim için en iyisi olduğunu mu düşündün? K | Open Subtitles | أكنت تعتقدين حقّاً أن الكذب هو أصلح شيء لي؟ |
yalan söylemenin ne kadar yaygın olduğuna inanamıyoruz. | TED | لا نصدق كيف أن الكذب هو السائد. |
Bak, yalan söylemenin, işlenen suçtan çok daha kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | كلنا نعرف أن الكذب اسوأ من الجريمة |
Stajyer Conrad bir federal ajana yalan söylemenin suç olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | المتدرب (كونارد)، تعلم جيـدا أن الكذب على ضابط فيدرالـي لجريمـة. |
yalan söylemenin yanlış olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | أخبرتماني أن الكذب حرام. |
Bay Grant, savcıya yalan söylemenin kanuna aykırı olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | سيّد (غرانت)، أتعلم أن الكذب على مدّعية المقاطعة مخالف للقانون؟ |
İçkin olarak yanlış olan şeyler vardır -- mesela yalan söylemek yanlıştır, mesela masum çocuklara işkence etmek yanlıştır. | TED | هناك أشياء خاطئة في جوهرها -- مثل أن الكذب خطأ ، مثلما أن تعذيب طفل بريء يعتبر خطأً. |
Bir gün iki saniyede bir, çocuklarına yalan söylemek zorunda olmayacağın, ...gerçek bir hayatın olacak. | Open Subtitles | إحدى هذه الأيامِ أنت يَجِبُ أَنْ تُصبحَ زوجة حقيقية، واحد بأنّ أطفالكَ ليس من الضروري أن الكذب حول كُلّ ثانيتان. لا، أنت لا تَستطيعُ إبْقائه في ملابسكَ الداخلية لخمس دقائقِ، |
Yoldaşlarına yalan söylemek seni küçülttü mü? | Open Subtitles | أن الكذب على زملائكِ قلل من شأنكِ؟ |
Aramızdaki fark, yalan söylemek benim mesleğim değil. | Open Subtitles | نعم، حسنا، الفرق هو أن الكذب ليس مهنتي. |
yalan söylemek çok kötü bir şey demiştik. | Open Subtitles | وقُلنا أن الكذب يُعد شيئاً سيئاً حقاً ؟ |