Olayların işleyişini değiştirdik, bu da Geleceğin önceden belirlenemeyeceğini gösterdi. | Open Subtitles | والذي يبدو أنه يشير الى أن المستقبل ليس محدد مسبقاً |
Geleceğin hep bu şekilde olmadığını söyleyip duruyorsun öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً، إنّك تستمر بالقول أن المستقبل لم يكن هكذا دوماً، صحيح |
Geleceğin daha iyi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 82 kadar büyük. | TED | من يتوقعون أن المستقبل سيكون أفضل: نسبة هائلة تصل لـ 82%. |
Onun bir programcı olduğunu söylerken, yaptığı bazı şeyler önemli olan gelecekte olacak şeyleri söylemesidir. daha fazlası | TED | حين تقول أنها مبرمجة، فقد قامت ببعض ذلك، لكن الأمر الحقيقي هو أنها قالت أن المستقبل سيكون أكثر من هذا بكثير. |
gelecekte her şeyin yolunda gideceği konusunda hemfikir olalım yeter. | Open Subtitles | حسنا، دعنا فقط نتفق أن المستقبل سيكون طبيعيا أكثر |
Bu kadar zengin bir veri ile dolu bir Geleceğin önyargıların olmadığı bir gelecek olacağına inanmak isteyebiliriz, ancak, aslında, bu kadar fazla bilgi daha objektif seçimler yapacağımız anlamına gelmiyor. | TED | قد نود تصديق أن المستقبل المليء بكم هائل من البيانات سوف يكون مستقبل بلا تحيز، لكن في الحقيقة، امتلاك كم هائل من المعلومات لا يعني أننا سوف نتخذ قرارات أكثر موضوعية. |
Geleceğin şimdiki zamandan çok daha öngörülebilir olması çok ilginç. | TED | فمن الغريب أن المستقبل يمكن التنبؤ به أكثر بكثير من الوقت الحاضر. |
Geri dönüp sonbaharın o hüzünlü gülümsemesiyle o olaya baktığınızda her şeye rağmen Geleceğin yaşanacağını fark ettiğiniz hiç oldu mu? | TED | هل سبق وأن نظرت إلى الخلف لذلك الحدث بابتسامة خريف حزينة مدركاً أن المستقبل سيحدث بغض النظر عنها ؟ |
Ama Geleceğin ellerinizde olduğuna dair onu ikna edebilirim. | Open Subtitles | لكن يمكنني أن أجعلها تدرك أن المستقبل يكمن في يديك |
Geleceğin modasının çoktan geçtiğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرف أن المستقبل قد عفا عليه الزمن بالفعل ؟ |
Geleceğin mutlu olacağını Nereden bilebilirdim | Open Subtitles | لم أفكر أبداً كم أن المستقبل سيكون ممتعاً من أجلي |
Geleceğin mutlu olacağını Nereden bilebilirdim | Open Subtitles | لم أفكر أبداً كم أن المستقبل سيكون ممتعاً من أجلي |
Gözlerini açıp Geleceğin sana hazırladıklarını görürsün. | Open Subtitles | بداية , عندما تفتحي عينيك وتدركين أن المستقبل , يخفي شئ لك |
...ama ben her zaman Geleceğin senin onu şekillendirmenle oluştuğuna inanmışımdır. | Open Subtitles | و لكن أنا أصر دائما على أن المستقبل هو ما تقوم به أنت |
Gördüğüm o Geleceğin gerçekleşmemesi için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و أنا أحاول بكل جهد الحرص أن المستقبل الذي رأيته لا يحدث |
Fakat herkes Geleceğin değiştirilemeyeceğine inanmıyordu. | Open Subtitles | لكن لا يصدق الجميع أن المستقبل لا يمكن تغييره |
Bu gece, benim sevgili oyuncularım, Geleceğin, korkmamız gereken bir şey olduğunu seyircilerimize gösterebiliriz. | Open Subtitles | الليلة, أعزائي الممثلين، يمكننا أن نري جمهورنا أن المستقبل شئ ما يجب أن نخاف منه حقاً. |
Çocuklara asıl önemli olan gelecekte geçmişi anmanın bir değeri olduğunu öğretiyorlar. | Open Subtitles | هم يعلّمون الأطفال بأنّ هناك قيمة في العودة للماضي، في حين أن المستقبل هو الأهم |
Sheldon gelecekte senin adına mükemmel şeyler olacağından eminim ve hepimiz bunu öğrenmek için can atıyoruz. | Open Subtitles | شيلدون أعلم أن المستقبل يحمل لك اشياء عظيمة وكلنا لا نطيق الإنتظار لرؤية ماهي عيد ميلاد سعيد, عزيزي |
gelecekte sırt jetleri, ekokubbeler olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | ظننت أن المستقبل سيكون مختلفا.. |