Farkettik ki, Yüksek Mahkeme Bazı şeylerin patent kapsamında olmadığını açıklığa kavuşturmuştu. | TED | يظهر أن المحكمة العليا أوضحت خلال سلسلة طويلة من القضايا أن بعض الأشياء ليس من المسموح إعطاء براءة اختراع فيها |
Birbirimize; Bazı şeylerin onarılamaz olduğunu, tüm yaraların iyileşmesi gerekmediğini hatırlatmaktan başka ne yapabiliriz? | TED | ماذا يمكننا أن نفعل بخلاف المحاولة لتذكير بعضنا البعض أن بعض الأشياء لا يمكن اصلاحها، وليس على كل الجروح أن تشفى؟ |
Bazı şeylerin değişmediğini bilmek güzel. | Open Subtitles | من الرائع ان تعلم أن بعض الأشياء لا تتغير |
Orada Piper'a ait eşyaların olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أن بعض الأشياء هناك تَخُص (بايبر). |
Orada Piper'a ait eşyaların olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أن بعض الأشياء هناك تَخُص (بايبر). |
Ben kâhin değilim ama Bazı şeylerin yolunu bulacağına inanırım. | Open Subtitles | أنا لست مُستبصراً، ولكنني أؤمن أن بعض الأشياء قُدِّر لها أن تحدث. |
Bu nedenle de Bazı şeylerin tamamen anlaşıldığından emin olmak için doğrudan sizinle iletişime geçmeye karar verdim. | Open Subtitles | لذلك,قررت أن أتواصل معك مباشرة للتأكد أن بعض الأشياء مفهومة بشكل واضح |
Bazı şeylerin değişmediğini görmek güzel. | Open Subtitles | جميل أن نعرف أن بعض الأشياء لا تتغير أبدا |
Çünkü, Gödel, Bazı şeylerin mantıkla ya da rasyonaliteyle kanıtlamazlığını kanıtlayan adamın ta kendisiydi. | Open Subtitles | لأن "غودل" هو الرجل الذي أثبت أن بعض الأشياء لا يمكن إثباتها بمنطق وعقلانية. |
Bazı şeylerin değişmediğine sevindim. | Open Subtitles | أجل،أنا سعيد أن بعض الأشياء لا تتغير |
Bu noktada ben Bazı şeylerin asla değişmediğini fark ettim. | Open Subtitles | حينها أدركت... أن بعض الأشياء لا تتغير. |