Ve sen de o masaya ait biri gibi görünmelisin. | Open Subtitles | و أنا أريدك أن تبدو كرجل ينتمي إلى تلك الطاولة. |
Kralın yerini dolduracaksan, en azından bir kral gibi görünmelisin. | Open Subtitles | بما أنّك تأخذ مكانه، فمن الأفضل أن تبدو كملك حقيقيّ |
Nikel demir meteroitler, başka bir deyişle metal de kızıl görünebilir. | TED | النيازك المكونة من النيكل حديد أي المعادن، يمكنها أن تبدو حمراء. |
Zengin görünüp bankada tek kuruşun olmamasını mı,.. | Open Subtitles | أن تبدو غنياً وأنت لا تملك قرشاً واحداً في البنوك |
Bütün gece akıllı görünmeye çalışmaktan yorulmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها منهكة القوى من محاولتها أن تبدو مسلية طيلة الليلة |
Ama Eşek, ben bir prensesim ve bir prenses böyle görünmemeli | Open Subtitles | ولكن يا حمار، أنا أميرة ولا يجب أن تبدو الأميرة هكذا |
Bu şey görünmesi gerektiği şey gibi görünmeli. | Open Subtitles | لأن هذه العملية يجب أن تبدو بهذه الطريقة: |
Ama hepsinin ortak bir yanı var: Hepsi bir şey gibi görünmek zorundadır. | TED | ولكن لديها جميعا أمر مشترك: جميعا تحتاج أن تبدو مثل شيء ما. |
Ama ön taraftaki burundan bakılınca bunun gibi görünmesi gerekiyor. | Open Subtitles | بوجود الأرض البحرية في المقدمة يجب أن تبدو كهذه الصورة |
Paran varmış gibi görünmelisin. Bu yüzden bu fiyakalı takım elbiseyi giyiyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تبدو وكأنك تملك مالاً ولهذا أنت ترتدي تلك البدلة الأنيقة |
Sağlam olamıyorsan, sağlam gibi görünmelisin | Open Subtitles | إذا لم تقدر أن تتصرف بصلابة, عليك أن تبدو صلباً. |
- Eğer okulda ciddiye alınmak istiyorsan ciddi görünmelisin. | Open Subtitles | إن أردت كسب الاحترام في المدرسة، عليك أن تبدو محترماُ |
Younggu, eğer "hizmetçi" olmak istiyorsan gerçek bir hizmetçi gibi görünmelisin. | Open Subtitles | تريد أن تبدو رجل عصابة يجب أن تكون كرجل عصابة |
Şöyle bir şey var, insan gibi görünebilir ve davranabilirsiniz ama derinlerde sadece bir yaratıksınız. | Open Subtitles | الأمر بسيط بإمكانك أن تبدو مثل البشر وتتصرف مثلهم ولكن في الداخل أنت مجرد وحش |
Her şey harika görünebilir, onlar gibi olmak isteyebilirsiniz | Open Subtitles | جميع يمكن أن تبدو جيدة، ويمكنك نأمل أن تصبح لهم، |
Peki bu nasıl görünebilir? | TED | فكيف يجب أن تبدو هذه الاستثمارات؟ |
İyi biri gibi görünüp herkesi kandırabilirsin. | Open Subtitles | ويمكن أن تبدو كشخص جيد ويمكن أن تخدع الجميع |
Büyülemek için zamanı, zaman gibi görünsen ve gözünde, elinde, dilinde memnuniyet bulundursan zararsız bir çiçek gibi görünüp altında yatan yılan olsan. | Open Subtitles | من أجل أن تخدعهم، عليك أن تظهر .بالطريقة التي يتوقعونك وأحمل الترحيب في عينيك .ويدك ولسانك عليك أن تبدو مثل الزهرة البريئة .وليس مثل الأفعى التي تختبئ تحتها |
Sapkani çikar. Rozetini sakla. Sivil görünmeye çalis. | Open Subtitles | انزع قبعتك, أخف شارتك حاول أن تبدو طبيعياً |
Eminim sadece misafirimize güzel görünmeye çalışıyordur. | Open Subtitles | أمهليها يا أمي أنا متأكد أنها تحاول أن تبدو رائعة لأصحابنا |
Saf bakır olmamalı ve böyle görünmemeli. | Open Subtitles | لا بجب أن تكون من النحاس النقي ولا بجب أن تبدو هكذا |
Üstünü kaşıkla almışsın gibi görünmemeli. | Open Subtitles | يجب أن تبدو كمن يمر من خلالهم بملعقة |
İşler her zamanki gibi görünmeli. | Open Subtitles | ينبغي للأمور أن تبدو طبيعية كما هو مُعتاد |
Muhakkak bir kaza gibi görünmeli. | Open Subtitles | دعنى أقول لك شيئا يجب أن تبدو كحادثة |
Biliyorduk ki, eğer dikkat çekmek istiyorsanız, çizgili görünmek zorundaydınız ve biliyorduk ki, eğer kriptik olmak istiyorsanız, buna benzemek zorundaydınız. | TED | علمنا أنه إذا أردت أن تظهر، عليك أن تبدو مخططًا، وعلمنا أيضًا أنه إذا أردت أن تبدو خفيًا، فعليك أن تبدوا هكذا. |
Şu boyda ve şu çapta olması, biraz da şu adamlar gibi görünmesi gerekmez miydi?" | TED | ألا يفترض أن تكون أكثر طولاً وأن تكون أكثر عرضاً و أن تبدو اشبه قليلاً بهؤلاء الرجال ؟ |