İlaçlarını içmelisin. Bu enayilere satmamalısın. | Open Subtitles | يفترض عليك أن تتناول أدويتك لا أن تبيعها إلى هؤلاء الحثالة |
Sadece bir tane içmelisin. | Open Subtitles | ينبغي أن تتناول قرص واحد فحسب. |
Mezhebi kabul etmelisin. Hz.Isa'nın kanını içip, etinden yemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتناول عشاء ربانى أشرب من دم المسيح.. |
O zaman, yemelisin. | Open Subtitles | إذن .. يجب أن تتناول طعامك |
Bu benim ilk gecem, benimle akşam yemeği yer misin? | Open Subtitles | هذه ليلتي الأولى بالبلدة وكنت آمل أن تتناول العشاء معي |
Onun bizimle yemesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد منها أن تتناول الطعام معنا بعد الآن. |
Bu sırada, size öğle yemeği yemenizi öneriyorum. Benim konuğumsunuz. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, أحب أن تتناول الغداء على حسابي |
yemeğini yedikten sonra, ortalıktan çekilmelisin. | Open Subtitles | ما أن تتناول طعامك يجب أن تختفي |
İddiaya varım sen bundan 2 tane bile yiyemezsin. | Open Subtitles | أراهن أن لا يمكنك أن تتناول سوى قطعتين. |
Bhaku da, bugün benimle içmelisin. | Open Subtitles | .يجب عليك أن تتناول الشراب معي اليوم |
Daha çok çorba içmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتناول مزيداً من الحساء |
Oldukça güzel, bir tane içmelisin. | Open Subtitles | -إنها جيدة ، ينبغي لك أن تتناول واحدة |
Haydi ama. Bir şeyler yemelisin. | Open Subtitles | بحقّك، عليك أن تتناول شيئاً. |
Şundan biraz yemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتناول قليلاً من هذه |
- Biraz yulaf ister misin? - Ona yemesini söylediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريها أنها يجب أن تتناول شيئاً |
Ben de zeytinlerimi yemenizi çok istiyorum. | Open Subtitles | يسعدني أن تتناول الزيتون |
Sen öğle yemeğini yemeden önce hediyen ona ulaşmalı. | Open Subtitles | الهدية سوف تصل إليه قبل أن تتناول عشائك |
Öğlen yemeğinde gevrek yiyemezsin, Joey. | Open Subtitles | لا يجب أن تتناول الحبوب (فى الغداء يا (جوى |