"أن تتواجد" - Traduction Arabe en Turc

    • olman
        
    • olmalıydı
        
    • olmamalı
        
    Hayvanları bir şey yapmaya zorlayabiliyorsan o sırada orada olman gerekmez. Open Subtitles أقصد، إن كان باستطاعتك إرغام الحيوانات على فعل شيء، فلا يتحتم عليك أن تتواجد هناك حال حدوث الأمر
    olman gereken yer aslında burası. Open Subtitles هذا المكان بالضبط الذي يجب أن تتواجد فيه.
    Yapacak işler ve olman gereken yerler olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنّ عليكّ فعل أشياء وأماكن ينبغي أن تتواجد بها
    Buraya üç birim daha gelmiş olmalıydı. Open Subtitles كان من المفترض أن تتواجد هنا ثلاث وحدات أخرى
    Orada bir ceset olmalıydı, iki değil. Open Subtitles يجب أن تتواجد جثة واحدة هناك فقط ، لا إثنتان
    Senin gibi hoş bir bayan burada tek başına olmamalı. Open Subtitles سيده جميلة مثلك لا يجب أن تتواجد فى الخارج بمفردها.
    olman gereken yerdesin, aileni koruyup gözetiyorsun. Open Subtitles أنت متواجد حيث يجب أن تتواجد لتعتني بعائلتِك
    Mahkemede olman gerekiyordu. Open Subtitles كان من المفترض أن تتواجد في المحكمة
    Komuta Merkezinde olman lazım. Open Subtitles يُفترض أن تتواجد بقمرة القيادة
    Başka bir yerde mi olman gerekiyor? Open Subtitles ألديك مكان آخر يجب أن تتواجد فيه ؟
    Aşk, olman gereken yerde olmak demektir. Open Subtitles الحب ليس هكذا، الحب يعني أن تتواجد
    olman gereken daha önemli başka bir yer mi var? Open Subtitles هل لديك مكان أكثر أهمية عليك أن تتواجد فيه؟ حسنا، ليس...
    Bir saat önce burada olman gerekiyordu. Open Subtitles كان لابد أن تتواجد هنا منذ ساعة مضت
    Sal sana bir yerde olman gerektiğini söylerse orada olursun. Open Subtitles عندما يخبرك " سال " إنه سيتواجد في مكان ما يجب أن تتواجد به
    Başka bir yerde olman mı gerekiyor? Open Subtitles أهناك مكان آخر يجب أن تتواجد به؟
    F.B.I. burada olmalıydı, eyalet dedektifleri değil. Open Subtitles إرهاب. يُفترض أن تتواجد المباحث الفيدراليّة هُنا، وليس وكالة تابعة للولاية.
    Boynunun etrafında donmuş bir kan gölü olmalıydı yarım litre kadar. Open Subtitles كان ينبغي أن تتواجد بركة من الدم المتجمد حول رقبته ربما ما يقدر بنصف لتر
    Gözü böyle olmalıydı ama onun yerine kırık kemiğin içine takılıp kalmıştı. Open Subtitles ترى ، الآن ، هذا المكان هو الذي يجب أن تتواجد عَينه فيه لكن بدلاً من ذلك هي عالقة بداخل عظمٍ مكسور
    Biz burada çalışırken bu muhteşem kıçların yakınında senin gibi yılanlar olmamalı. Open Subtitles ماذا أخرس بينما هم يتدربون لم يحصل بالمصادفة أن تتواجد أفعى مثلك بجانبهم
    Bu evde sırlara yer olmamalı. Open Subtitles لا يجب أن تتواجد أسرار في منزلنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus