Senin çocuğunu görmek istememesini bekleyemezsin ondan. Hayır. | Open Subtitles | حسناً ، لا يمكنك أن تتوقع أنها لن تحضر لرؤية طفلك الصغير |
Bombadan sonra her şeyin normal yürümesini bekleyemezsin. | Open Subtitles | حسنا، لا يمكن أن تتوقع بأن تكون الامور طبيعية بعد القنبلة |
Benden o bebek koltuğuna oturmuş kişinin bana "öz-ayrımsaman yok" demesine müsaade etmemi bekleme. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقع مني أدعه يجلس هناك في كرسيه ويقول أنني أفتقر إلى إدراك النفس |
bak,kitabi gormeden daha fazla arttirmamizi, bekleyemezsiniz,degil mi? Bu cok sacma! | Open Subtitles | إنظر ، لايمكنك أن تتوقع أن نعرض أعلى بينما لم نرى الكتاب ، أليس كذلك ؟ |
Nehrine sırtını dönen bir şehirden zaten ne beklenebilir ki? | Open Subtitles | ماذا يمكن أن تتوقع من مدينة تدير ظهرها لنهرها؟ |
Ama evet, birkaç ay içinde yeni bir olay bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن أجل، يمكنك أن تتوقع حالة أخرى في... أشهر فارطة |
- Bir insanın öylece 30 dakika oturmasını bekleyemezsin. | Open Subtitles | أبي، لاتستطيع أن تتوقع أننا سنجلس لـ 30 دقيقة متواصلة |
Menopoza girmediğini kabul etmemi bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقع أني سأصدق أنكِ لم تمري بسن اليأس أبدا |
Bir anda mükemmel bir atıcı olmasını bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقع بأن تكون موفقة منذ البداية |
Ve benim bir tür alışma dönemi geçirmememi bekleyemezsin. | Open Subtitles | و لا يمكنك أن تتوقع مني أن أتجاوز ذلك أريد بعض العدالة |
Eğer annen sana söyleyemiyorsa, benim bilmemi de bekleyemezsin. | Open Subtitles | إنكانتأمكلاتستطيعإخبارك، يصعب أن تتوقع مني أن أعرف. |
Bazı cevaplar almadan yeni bir davaya başlamamı bekleyemezsin. | Open Subtitles | .. لا يمكنك أن تتوقع مني فقط .. الغوص مرة أخرى في قضية .. من دون الحصول على إجابات |
Hafif meşrep kadınların hepsinin adını hatırlamamı bekleme. | Open Subtitles | لا يمكن أن تتوقع تذكر المرء أسماء المومسات الباغيات. |
Buna inanmamı bekleme benden. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقع مني أن أصدق هذا |
Ben, Rady, herhangi biri. Kanıma adrenaline pompalanıyordu. Her şeyi hatırlamamı bekleme. | Open Subtitles | أنا و (رادي) وبعض الأشخاص, لقد إنفجر الـ (أدرينالين) لاتستطيع أن تتوقع مني أن أتذكر كل شيء |
Yani evet efendim, hepimiz yetişkiniz ama polis efradının kızmamasını bekleyemezsiniz. | Open Subtitles | لذا, نعم, سيدي, نحنُ جميعنا بالغين هنا لكن لا يمكنك أن تتوقع أن نكون غير غاضبين بسبب ذلك |
Ancak bu kızların bir süreliğine 14 saat çalışmasını bekleyemezsiniz. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك أن تتوقع من هذه الفتيات العمل 14 ساعة متواصلة |
Bizim bunun altına imza atmamızı bekleyemezsiniz | Open Subtitles | لا يمكننا ربما أن تتوقع منا أن نوافق على هذا. |
New York'lu bir kızın böyle bir yere hemen alışması nasıl beklenebilir ki zaten? | Open Subtitles | كيف يُمكن لفتاة من نيويورك أن تتوقع التصرف على طبيعتها في مكان كهذا ؟ |
Gelecek sayıda kapak konusu olmayı bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تتوقع وجود القصة على غلاف العدد التالي |
28 yaşındaki bir gençten başka ne bekleyebilirsiniz ki? | Open Subtitles | ماذا يمكنك أن تتوقع من صبي يبلغ من العمر 28 عاما؟ |
Bölge Başsavcılığı Ofisi'nden iki cinayetle suçlama bekleyebilirsiniz. | Open Subtitles | " فيمكنك أن تتوقع أن مكتب المدعي العام سيتهمك بـ " جريمتان قتل |