"أن تحظى" - Traduction Arabe en Turc

    • olması
        
    • olmasını
        
    • sahip
        
    • almalı
        
    • senin olsun
        
    • sahibi olmak
        
    • işi almasını
        
    • olabilirsiniz
        
    İkinci hayatın olması için önce hayatın olması gerekmez mi? Open Subtitles أليس عليك أن تحظى بحياة أولى حتّى تحظى بحياة ثانية؟
    İnan bana, sevdiğin suçlu bir kardeşin olması nasıl bir şeydir iyi bilirim. Open Subtitles صدقني ، أنا أعلم بشأن ما مررت به أن تحظى بشقيق مُجرم تُحبه
    Sen onun salata yemesini istiyorsun, o da senin saçının olmasını istiyor. Bu gece ikisi de olmayacak. Open Subtitles أنت تريدُ منها أن تأكل السّلطة، هي تريدكَ أن تحظى ببعض الشّعر، ولا واحدٌ من هؤلاء سيحدث اللّيلة.
    Çok gizli CIA dosyalarını açabilen arkadaşlara sahip olmak hoş bir şey olmalı. Open Subtitles أقصد، من الجيد أن تحظى بأصدقاء بإمكانهم فتح ملف أسود سريّ للمخابرات المركزية
    Hayır. Patsy sadece Melanie'yi istiyor. Onları annem almalı. Open Subtitles لا، (بتسي) أنها تريد (ميلاني) فقط أمي يجب أن تحظى بالباقي
    - İstediğin kadar gece senin olsun! Open Subtitles حسنا ً، اتعلم ، يمكنك أن تحظى بكل الليالي التي تريدها
    Yürek sahibi olmak güzel bir şey bence. Bir bilim insanı için bile. Open Subtitles أظن أنه من الجيد أن تحظى بقلب، حتى لو كنت عالمًا
    Bunun için ne kadar uğraştığını biliyorsun Bob ve bu işi almasını gerçekten istiyorum. Open Subtitles إنّك تعلم كمْ اجتهدت في العمل لأجل هذا يا (بوب)، وأريدها أن تحظى بهذا حقاً.
    Bay Tetedepiaf, her ne kadar burada olmayı kendiniz istememiş olsanız da sizi oldukça iyi ağırlayacağımızdan emin olabilirsiniz. Open Subtitles سيد تيديبياف على اعتبار أن تواجدك هنا ليس باختيارك, لذلك تكلم سنقوم بكل شيء لنتأكد أن تحظى بإقامة طيبة
    Ama güvenli bir sığınağımız olması lazım. TED لكن على الناس أن تحظى بتلك القاعدة من الأمن.
    Ama arkadaşlarının fotoğrafları ve benzeri şeylerin olması güzel. Open Subtitles لكن من الجميل أن تحظى بصورٍ لأصدقائك وماشابه.
    İnsanın kendisinin zengin olmasıyla eşinin zengin olması aynı şeyler değil, bayım. Open Subtitles أن تحظى بزوجة ثرية ليس أن تكون ثري أنت بنفسك
    Tanrım, insanın böyle boş zamanın olduğu bir işinin olması ne güzel. Open Subtitles لا بد وأنه من الرائع أن تحظى بعمل يتخلله الكثير من أوقات الراحه
    Böyle bir işte çalışırken bir ailenin olması zor iş. Open Subtitles من الصعب القيام بمثل هذا النوع من الأعمال و أن تحظى بعائلة
    Eğer onunla gerçek bir ilişkin olmasını istiyorsan, ona bütün gerçeği anlatman gerekir. Open Subtitles لو أردتَ أن تحظى بعلاقةٍ حقيقيَة معها عليكَ إخبارها الحقيقة كاملةً
    Endişeni anlıyorum ve ben de başka çocukların olmasını dilerdim ama şimdilik durumunun iyi olduğuna eminim. Open Subtitles أنا أقدِّر قلقكِ و أتمنى أن تحظى ببعض الأطفال الآخرين
    Tutarlı bir kişiliğe sahip olmak çok önemlidir. Open Subtitles من المهم أن تحظى بنوع من النزاهة الشخصية
    Hayır. Patsy sadece Melanie'yi istiyor. Onları annem almalı. Open Subtitles لا، (بتسي) أنها تريد (ميلاني) فقط أمي يجب أن تحظى بالباقي
    İşte vatanseverliğin senin olsun. Open Subtitles تلكوطنيتك حسنـاً، يمكنكَ أن تحظى بذلك
    Ne yani, şimdi de bebek sahibi olmak için beyninde hasar olmalı mı diyorsun? Open Subtitles إذاً الآن عليك أن تحظى بضرر دماغي لتريد طفلاً؟
    Bunun için ne kadar uğraştığını biliyorsun Bob ve bu işi almasını gerçekten istiyorum. Open Subtitles إنّك تعلم كمْ اجتهدت في العمل لأجل هذا يا (بوب)، وأريدها أن تحظى بهذا حقاً.
    Bay Tetedepiaf, her ne kadar burada olmanız sizin seçimizin olmasa da tabiri caizse sizi güzel ağırlamak için her şeyi yapacağımızdan emin olabilirsiniz. Open Subtitles باختيارك, لذلك تكلم سنقوم بكل شيء لنتأكد أن تحظى بإقامة طيبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus