Bu durumda, ona geri dönmesini söylemek isteyebilirsin. | Open Subtitles | والحالُ كذلك، من الأفضل أن تطلبي منهُ العودة |
Emin misin? Duyduktan sonra paranı geri isteyebilirsin. | Open Subtitles | من المحتمل أن تطلبي إستعادة نقودك عندما تسمعين |
Evangeline lütfen aşçıya çocuklar için çırpılmış yumurta ve tost hazırlamasını söyler misin? | Open Subtitles | إيفانجلين, لطفا أيمكنك أن تطلبي من الطباخة أن تعد بيضاً مخفوقاً وخبزا المحمصا |
Kadın: Tamam. Merkez: Eğer evinize girer ve saldırırsa ona gitmesini söyler misiniz? | TED | المرأة: حسنًا. 911 : امم، طبعًا إذا إقترب من المنزل وتهجم عليكي، يمكنك أن تطلبي منه الذهاب بعيدًأ؟ |
Senin de istediğini biliyorum. Tek yapman gereken sormak. | Open Subtitles | أعلم انك تريدين منه، ما عليك الا أن تطلبي |
Onlara istediğin soruyu sorabilirsin ve beni bir çocukla kıyaslayabilirsin ama işin aslı, gerçekten ne düşündüklerini asla öğrenemeyeceksin. | Open Subtitles | لذلك تستطيعين أن تطلبي منهما كل ما تريدين و تستطيعين أن تقارنيني بطفل كما تريدين لكنّكِ في الحقيقة لن تعرفي أبداً |
Ben hala buradayken bu herife gitmesini rica et, en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل أن تطلبي من هذا المتسكع . أن يُغادر طالما أنا لازلت هنا |
O zaman Harvey'den bu hafta için izin istemelisin. | Open Subtitles | إذاً يجب أن تطلبي من هارفي يوم للراحة هذا الأسبوع |
Belki noelde kilidi olan bir duş perdesi isteyebilirsin. | Open Subtitles | أتعلم ين ربما في هدية الكريسمس يجب أن تطلبي ستارة للحمام مع قفل |
Eh, her zaman aşağı bir merdiven göndermelerini isteyebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، بإمكانكِ أن تطلبي منه أن يرسل سلماً |
Evet, değişmemi isteyebilirsin. | Open Subtitles | بالعكس يمكنك يمكنك أن تطلبي مني أن أتغير |
Anne, kiliseden isteyebilirsin. | Open Subtitles | أمي , يمكنك أن تطلبي من الكنيسة |
O'na karakolu aramasını söyler misiniz? Evet, elbette. | Open Subtitles | هل يمكنكِ أن تطلبي منه مهاتفتى في مركز الشرطة ؟ |
Gelmişse onları benim için nemlendiricide tutmalarını söyler misin? | Open Subtitles | إذا ما وصلوا، هل يمكنك أن تطلبي منهم أن يحتفظوا بهم في صندوق التبغ؟ |
Toni, bir de Dr. Jacobson'a geldiğinde bana uğramasını söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تطلبي من الدكتور جايكوبز أن يعرج الى هنا عندما يكون هنا |
Tek yapman gereken sormak. Tanıdığım en zeki insanlardan biri söyledi bunu bana. | Open Subtitles | كل ما كان عليكِ فعله هو أن تطلبي واحد من أذكى الناس |
Birine on dakika tutunup tutunamayacağını sormak bir risk. | Open Subtitles | -اجل إنها مخاطرة كبيرة أن تطلبي من شخص أن تتمسكي به لـ عشر دقائق |
Onlara istediğin soruyu sorabilirsin ve beni bir çocukla kıyaslayabilirsin ama işin aslı, gerçekten ne düşündüklerini asla öğrenemeyeceksin. | Open Subtitles | لذلك تستطيعين أن تطلبي منهما كل ما تريدين و تستطيعين أن تقارنيني بطفل كما تريدين لكنّكِ في الحقيقة لن تعرفي أبداً |
Belki de tarifini sorabilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنكِ أن تطلبي منها الوصفة |
Seni Lucas'tan suçu üzerine almasını rica etmeye mecbur ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | وأنا أسف لأني جعلتكِ تشعرين بأنه يجب عليك أن تطلبي من لوكاس أن يتحمل اللوم |
Pazar İkramı olarak mum istemelisin, aptal pantolonlar değil. | Open Subtitles | يجدر بك أن تطلبي شمعا من هدايا يوم الأحد ليس سراويل جينز |
Ama sen benden seninle ilgilenmeyi kesmemi isteyemezsin. | Open Subtitles | ولكن يا عزيزتي لا يمكنكِ أن تطلبي مني أن أتوقف عن الإعتناء بكِ |