"أن تظل" - Traduction Arabe en Turc

• kalmalısın
• kalma
• kalmak
• kalmalı
• kalamazsın
• kalabilirsin
• kalmasını istiyor
• kalması

Bu iş karışık bir iştir. Dinç kalmalısın. Bunu sana söylememe gerek yok.
هذا عمل معقد،يجب أن تظل حاداً أنا لست من يخبرك بهذا

Uyanık kalmalısın. Tamam mı dostum?
يا رفيقي,أريدك أن تظل مستيقظاً من أجلي حسناً؟

Sessiz kalma hakkına sahipsin. Söyleyeceğin her şey aleyhine delil olarak kullanılacaktır.
لك الحق من أن تظل صامتا وكل ما تقوله قد يستعمل ضدك

Maalesef, patronumun kimliği şu an için gizli kalmak zorunda.
هوية رب عملى يجب أن تظل سرية فى الوقت الحالى.

Şüphesi gerçek mi, yoksa beni kızdırmak için mi bilmiyorum ama ne olursa olsun, evde kalmalı.
ولكن لا أعرف إن كان شكها حقيقياً أم ضغينة لي، ولكن أياً كان، يجب أن تظل هنا.

Ama kötü bir denizci değilsin. Hep böyle kalamazsın.
أعلم هذا و لكنك لست بحاراً سيئاً و لكن لا يمكنك أن تظل طوال حياتك هكذا

Biraz daha burda kalabilirsin
يمكنك أن تظل بالجوار قليلاً

Kendim için değil doğal olarak ama yakınlarım adlarının saklı kalmasını istiyor.
ليس بنفسي في الواقع، من أجل علاقات وثيقة، والتي أفضل أن تظل مخفية ...

- Bence çok hastasın ve uzun süre burada kalmalısın.
أناأعتقدأنّكمريضجدا... وعليك أن تظل هنا لمدّة طويلة

Hayır, burada kalmalısın. Burada kalman gerek.
لا، يجب أن تظل هُنا يجبأنتبقىهُنا..

Sen burada kalmalısın. Kalbinin olduğu yerde, halkınla kal.
يفترض أن تظل هنا مع شعبك، ومع من تحب.

- Sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Söyleyeceğiniz her şey...
لديك حق أن تظل صامتاً وأي شيء ستقوله قد يستخدم ضدك

İçeri geç. Sessiz kalma hakkın var, söyleyeceğin...
أدخل0 لك الحق في أن تظل صامتًا

En sevdiğim: "Seksi kalma hakkına sahipsiniz."
" كلمتي المُفضلة كانت " لك كل الحق في أن تظل مُثيراً

Bu toplumun bir üyesi olarak kalmak istiyorsan bu standartlara uymanı tavsiye ederim.
إذا كنت تريد أن تظل جزءاً من هذا المجتمع فأنصحك إذاً بأن تتبعها

Nikita kahraman olarak kalmak zorunda insanlar onun komploya kurban gittiğine inanmalılar.
الفتاة الشابة عليها أن تظل بطلة لكي يظن الناس بأنها وقعت بمؤامرة.

Bu soğuk savaş olarak devam etmeli. Sessiz kalmalı.
يجب أن تظل هذه حربًا باردة عليه أن يتحرى الصمت

Bazı şeyler hastayla, terapist arasında kalmalı Lex.
هناك بعض الأشياء يجب أن تظل بين المريض وطبيبه "ليكس"

Ama sonsuza dek uyanık kalamazsın.
و لكنك لا تستطيع أن تظل مستيقظا للأبد

Sen burada kalabilirsin.
و أنت يمكنك أن تظل هنا

Senator Haas oğluyla ilgili bilgilerin ve nerede olduğunun gizli kalmasını istiyor.
صرحت النائبة (هاس) بكونه يعمل متخفٍ وأماكن تواجده ينبغي أن تظل غير معلومة

Sır olarak kalması gerekiyorsa elbette bize söyleme.
حسنا،لا تقل لنا أي شيء إذا كان يجب أن تظل سرية.