Gitmeden önce Roket'le konuş. Yapmanı istediği bir işi var. | Open Subtitles | لكن قبل أن تغادر إذهب إلى روكيت فعندها عمل لك |
- Gitmeden önce aramalısın. - Nasıl yaparsın bunu? Anne, baba... | Open Subtitles | كان يجب أن تتصل قبل أن تغادر لم تكن معه ؟ |
Eğer buradan gidersen ben üzülürüm ama belki de buradan gitmelisin. | Open Subtitles | سيحزنني إن كنت ستذهب لكن ربما يجب أن تغادر من هنا |
Evi terk etmeni istemedim çünkü babanla tek başına yaşama durumu beni deli ediyordu. | Open Subtitles | لم أردك أن تغادر بسبب أنه بقائي مع والدك لوحدنا يخيفني جدا |
Adaletin gerçekleşmesini kaldıracak miden yoksa, Carter devam etmeden önce buradan gitmeni öneririm. | Open Subtitles | إذا كانت شهيتك للعدالة قد فترت يا كارتر أنصحك أن تغادر الآن قبل أن نمضى قدما في باقي الإجراءات |
Bir: Barutun ateşlemesinden dolayı oluşan ısı daha buz kurşunu yerinden Çıkmadan eriyor. | Open Subtitles | الأولى، الحرارة الناتجة عن إشعال البارود تذيب الرصاصة الجليدية قبل أن تغادر الماسورة. |
Jamie sen bu dünyayı terk etmeden önce teslimiyetini almam gerekecek. | Open Subtitles | سأحصل على أستسلامك لي يا جايمي قبل أن تغادر هذا العالم |
Bir süreliğine Roma'yı terk etmelisin. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك, يجب أن تغادر روما لفترة |
- Eğer gemi Gitmeden önce harekete geçmezsek burada sonsuza kadar kalacağız. | Open Subtitles | إذا لم نتصرف قبل أن تغادر تلك السفينة سنكون محصورون هنا للأبد |
O yüzden yarın Gitmeden önce görüşelim, böylece parayıda verebilirim. | Open Subtitles | لذا دعنا نلتقي غداً قبل أن تغادر وسأعطيك المال حينئذٍ |
Basın için bir demeç hazırladım... bu gece Gitmeden önce bunu onlara vermeni istiyorum. | Open Subtitles | لقد أعددت بيان للصحافة أريدك أن تعطيه لهم قبل أن تغادر |
Gitmeden önce belki duymak istersin. | Open Subtitles | قبل أن تغادر ربما عليك أن تسمع شيئا واحدا. |
Hayır, adadan ayrılman gerek dostum. gitmelisin. | Open Subtitles | لا، يجب أن تغادر الجزيرة يا رجل، يجب أن تغادرها |
Daha vakit varken gitmelisin. Çocuğunun babası kim? | Open Subtitles | عليها أن تغادر مادام لايزال لديها الوقت من هو والد الطفل؟ |
Will, evimi terk etmeni ve bir daha asla gelmemeni istiyorum. | Open Subtitles | ويل, أريدك أن تغادر منزلي ولا تعود له مطلقا |
Sana şehirden gitmeni söyledim! Yaşamaktan mı sıkıldın, delirdin mi? | Open Subtitles | لقد قلت لك أن تغادر المدينة هل مللت الحياة أم تدعي الجنون؟ |
Beş sterline bahse girerim ki bu gizemi evinden Çıkmadan çözemezsin. | Open Subtitles | أراهنك بخمسة جنيهات أنك لن تتمكن من حل اللغز من دون أن تغادر المنزل |
Şu andan itibaren, salonumu terk etmeden önce, gidebilmek için 50 serbest atışlık çıkış ücreti ödemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | من الآنَ فَصَاعِدَاً قبل ان تترك التدريب عليك أن ترمي 50 رمية حره قبل أن تغادر |
Dinle beni. Şehri terk etmelisin. | Open Subtitles | اسمعني، أنت عليك أن تغادر البلدة |
Kadın onu terk etmek üzereydi ve muhtemelen adam bunu biliyordu. | Open Subtitles | أراهن أنه يرغب أن يعلم أين هى قبل أن تغادر |
Hayır. Kaptan benim. Ve sen buna katlanamıyorsan Gidebilirsin. | Open Subtitles | لا ، فأنا قائد الفريق و إذا لم يكن باستطاعتك التعامل مع ذلك فيمكنك أن تغادر |
Eğer olmak istemiyorsan, şehirden hemen ayrılmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تغادر المدينة قبل أن تصبح ارهابياً |
Aileme daha fazla utanç yaşatmamak için Danielle'den buraları terk etmesini istedim. | Open Subtitles | طلبت من دانييل أن تغادر حتى أتجنب جلب المزيد من العار لعائلتي |
O uyanmadan gitsen iyi edersin. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن تغادر قبل أن يستيقظ |
Yeni sözleşmeyi ödeyeceğim ama şimdi Gitmen gerek. | Open Subtitles | سأدفع مقابل عقد إيجار جديد لكني أريدك أن تغادر المكان |
Sizi tedavi edebilirim. Otelden gidebilir veya otelde kalabilirsiniz. Bu size kalmış. | Open Subtitles | يمكنني أن أعالجك, و بعدها يمكنك أن تغادر الفندق, و إن شئت فلا تفعل, الأمر يعود إليك |
- Şimdiden Ayrılmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريد أن تغادر من الآن؟ |