Çünkü sen Richard gibi olmaya çalıştın ama olamadın. | Open Subtitles | لأنك تحاول أن تكون مثل ريتشارد،لكنك لم تستطع |
Hep babam gibi olmaya çalışıyorsun. Ama biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تحاول دوماً أن تكون مثل أبي لكن أتعلم ماذا؟ |
Jessie konsantre olmuş ve güdülenmiş görünüyordu Sarah gibi olmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | تبدو جيسي مركزة , خبيرة تحاول أن تكون مثل سارة |
Bu tabela Kristina'nın fikriydi. Ev gibi olmasını istemişti. | Open Subtitles | اللافتة كانت فكرة كريستينا أرادتها أن تكون مثل البيت |
Bunu diyorum. Hayatının film gibi olmasını istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تريدين حياتك أن تكون مثل الفلم |
Pickering, neden kadınlar erkekler gibi olamıyor? Efendim? | Open Subtitles | لماذا لا تستطيع المرأة " أن تكون مثل الرجل ؟ " |
Evet, neden kadınlar erkekler gibi olamıyor? | Open Subtitles | نعم ، لماذا لا تستطيع المرأة " أن تكون مثل الرجل ؟ " |
Sanırım hâlâ baban gibi olmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أعتقـد بأنك تحاول أن تكون مثل أبــاك |
"Law & Order" ve o diğer TV dizilerdeki insanlar gibi olmaya çalışmayın, hani faillerini teslim olana kadar vuranlar gibi. Aşırı agresif olmayın, işe yaramıyor. | TED | لا تحاول أن تكون مثل أولئك الناس في برنامج "النظام والقانون" وأولئك في برامج التلفزيون الاخرى الذين يضربون رعاياهم لإخضاعهم. ولا تكن عنيفا جدا، فأنه لا يجدي نفعا. |
Jersey'deki arkadaşın işlerin orada eskiden yaptıklarımız gibi olmasını söylüyor. | Open Subtitles | إذاً عمليّة التقسيم، صديقك في (جيرسي) يقول أنها يجب أن تكون مثل العمل القديم الذي نقوم به هناك. |
"Neden bir kadın bir erkek gibi olamıyor? | Open Subtitles | لماذا لا تستطيع المرأة " أن تكون مثل الرجل ؟ " |