Benim için değil! Erkek arkadaşımın beni çok korkuttuğunu söyleyebilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون قادرة على إخبارك أن صديقي أخرجني من حساباته |
Erkek arkadaşımın geçinmek için ot sattığını saklamak beni nasıl koruyacak? | Open Subtitles | كيف يكون إخفاء حقيقة أن صديقي الحميم يبيع الحشيش أمر يحميني؟ |
arkadaşımın hareket edemediğini söyledim sana Ve sen ona taş fırlatıyorsun. | Open Subtitles | أخبرتك أن صديقي لا يستطيع التحرّك ومع ذلك قذفت صخرة عليه. |
Erkek arkadaşımın 1983'e yetkisiz yasa dışı bir yolculuğa çıkması ve bana haber vermeye zahmet bile etmemiş olması dışında. | Open Subtitles | حسناً، إلا أن صديقي أقلع برحلة غير مصرح بها. رحلة غير شرعية إلى عام 1983 ولم يكلف نفسه عناء أخباري. |
Tuhaf olan en iyi arkadaşımın oğlumu görmek için bu kadar beklemesi. | Open Subtitles | الأمر الغريب هو أن صديقي العزيز أخذ وقت طويل حتى جاء ليرى أبني |
Teşekkürler, ama erkek arkadaşımın gümüşten hoşlanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | شكراً .ولكن لا أعتقد أن صديقي الحميم يحب الفضة |
Bütün enerjimi en iyi arkadaşımın sıradaki piyon olmasını engellemeye ayıracağım, görünen o ki sizin için çok da önemli değil. | Open Subtitles | أظن أنني سأضع كل طاقتي للتأكد من أن صديقي المفضل ليس هو التالي على الائحة بما أن ذلك هو من آخر اهتماماتكم |
Ayrıca metrodaki arkadaşımın bu konuyla ilgili bilgisi var. | Open Subtitles | بالإضافة، إلى أن صديقي من قطار الأنفاق، لديه خط لبعض الأسلحة |
Bu gece iş arkadaşımın büyük poker günü. | Open Subtitles | لقد قلت لك أن صديقي من مدرسة الحقوق يقوم بتجمع كبير للبوكر الليلة |
En iyi arkadaşımın hâlâ hayatta olduğunu böyle mi öğrenecektim? | Open Subtitles | بهذه الطريقة أكتشف أن صديقي المفضل على قيد الحياة |
Erkek arkadaşımın birşeyleri geri götürmeye çalıştığını bile bilmiyordum. | Open Subtitles | وأنا أصلاً لم أكن أعلم أن صديقي كان يحاول إدخال أي شيء إلى البلد |
Hem erkek arkadaşımın başının belâda olup benim yerime seni aramasına hiç kızmadım. | Open Subtitles | كما أني لست غاضبة أن صديقي كان في مشكلة و اتصل بك بدلاً عني. |
En iyi arkadaşımın oyuncak ayıyla gezmeyi sevmesiyle mi ilgili? | Open Subtitles | هل هي أن صديقي المقرب يحب أن يتجول في المدينة وهو يحمل دب محشو؟ |
Hala arkadaşımın orada olduğunu biliyorum, ve bu şekilde yaşamak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أعلم أن صديقي ما يزال بداخلك، وسأضطر للتعايش مع ذلك. |
Hayır ama erkek arkadaşımın Ninja'sı konusunda yalan söyledim. | Open Subtitles | ...لا, لكن كذبت عليك عندما قلت لكَ أن صديقي لديه درّاجة النينجا |
Korktuğum şey arkadaşımın ölümcül kanaması. | Open Subtitles | ما أخشاه هو أن صديقي ينزف حتي الموت |
O zaman arkadaşımın tamamen aklını kaçırdığını fark ettim. | Open Subtitles | عندها أدركت أن صديقي قد جن بشكل كامل |
Ve sonra arkadaşımın tam anlamıyla aklını kaçırdığını fark ettim. | Open Subtitles | عندها أدركت أن صديقي قد جن بشكل كامل |
Ve arkadaşımın mutlu olacağından emin olmak istedim ben | Open Subtitles | وأردت فقط التأكد من أن صديقي لا يُخدع |
Erkek arkadaşımın beni aldattığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت للتو أن صديقي يخونني |