Başından beri, Tüm bu kurgunun bir gizlenme olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقصد أن كل هذا العمل كان تنكُراً منذ البداية ؟ |
Ve, ben tüm bunların... bir rastlantı olduğunu düşünmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | و أحاول أن أقنع نفسي أن كل هذا مجرد صدفة |
Yoksa tüm bunlar pazarlama saçmalıkları mı? | Open Subtitles | منقّح أم المنقّح أكثر، أم أن كل هذا كلام تسويق فارغ؟ |
Özellikle Bütün bunlar bir şekilde benim hatammış gibi hissettiğim için. | Open Subtitles | خصوصاً لأنني أعتقد أن كل هذا الشيء . خطأي بشكل جزئي |
Ne hissettiğini anlıyorum ama gerçek değişmedi, bunların hepsi senin. | Open Subtitles | أتفهم شعورك لكن الواقع يظل وهو أن كل هذا لك |
Her şeyin çok geliştiğini ve bu bilgilerin elimizin altında olmadığını anlamanızı isterim. | Open Subtitles | فلتفهم أن كل هذا يحدث بسرعة وأن هذه المعلومة ليست بين أطراف أصابعنا. |
bütün bunların 11 yaşında çocuklar tarafından düzenlendiğini söylersem vay halime. | Open Subtitles | سأعلن لو علموا أن كل هذا بترتيب طفله فى الحاديه عشر |
Tüm bu göz kırpmalar sayesinde terfi etmiş oluyorsun. | Open Subtitles | يبدو أن كل هذا الرمش جعلك تحصل على ترقية |
Korkarım Tüm bu olanlar, öğretmenlerin greve gitmelerine neden olabilir. | Open Subtitles | أخشى أن كل هذا قد يقود إلى مظاهرة إحتجاج |
Tüm bu olanların, şov olduğunu anlamayan her zaman aşağılık bir herif vardır. | Open Subtitles | هناك دائماً وغد لا يفهم أن كل هذا مجرد إستعراض |
Ve, ben tüm bunların... bir rastlantı olduğunu düşünmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | و أحاول أن أقنع نفسي أن كل هذا مجرد صدفة |
Beklendiği üzere tüm bunların Marduk tarafından yapıldığını söylüyor. | TED | وبشكل غير مفاجئ، يقولون أن كل هذا تم من طرف ماردوك. |
Şimdi çok şaşırtıcı ve aslında büyüleyici olan şey tüm bunların, omurilik ve vücut tarafından yapılıyor olmasıdır. | TED | حاليا، شيء واحد رائع ومدهش حقا، حقيقة أن كل هذا يمكن توليده فقط من خلال النخاع الشوكي والجسد. |
Sanırım tüm bunlar, seni listemden silemeyeceğim demek. | Open Subtitles | غطاء حمايتي تم تفجيره أعتقد أن كل هذا يعني بأنه لا أستطيع شطبكِ من اللائحة |
Nedense tüm bunlar arkadaşınla çıkıp geldiğinden beri başladı. | Open Subtitles | مصادفة أن كل هذا حدث حينما وصلت أنت وصديقك |
Evet, oh evet. Er ya da geç hepimiz bileceğiz. Görüyorsunuz Bütün bunlar aşk hakkında. | Open Subtitles | نعم نعم كلنا نعرف نفهم أن كل هذا الحديث يدور عن الحب |
Çünkü bence Bütün bunlar için Rory'yi suçlamak özür dilemek zayıflıktır, acizliktir. | Open Subtitles | لأني لم أعتقد أن كل هذا اللوم على روري وتعطيني هذه الأعتذارات اللئيمة والعرجاء والضعيفة |
bunların hepsi doğru ama işler bütün bunlardan daha karmaşık. | Open Subtitles | ..أعلم أن كل هذا صحيح لكنه أكثر تعقيداً من ذلك |
- Carla, bunların hepsi saçmalık diyorum. - Birşey daha duymak istemiyorum. | Open Subtitles | -كارلا لقد أخبرتك أن كل هذا هراء أنا لا أريد سماع هذا |
Desmond, onca yıl boyunca sen ve senden öncekilerin aşağıda yaptığınız Her şeyin, o düğmeye basmanın... | Open Subtitles | ماذا اذا قلت لك أن كل هذا, كل هذه السنين والناس الذين كانو قبلك |
bütün bunların bir son olmadığını bilmeliyim. Anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن أعرف أن كل هذا لا ينتهي فقط أتعرف ما أقصده؟ |
Bu arada, artık eminim ki, bütün bu şiir okumalar, ve dolambaçlı yollardan geçmeler sana göre bir özür dileme biçimi. | Open Subtitles | على فكره,أنه واضح لى تماما ً أن كل هذا من إلقاء الشعر والطرق الملتفه الآخرى . مجرد وسيله للأعتذار |