Bunun nasıl gerçekleştiğini hayal etmek zor olabilir. | TED | قد يكون من الصعب أن نتصور كيف أمكن لذلك أن يحدث. |
O tür bir şokun bir çocuğa ne yapabileceğini hayal etmek zor. | Open Subtitles | ومن الصعب أن نتصور ما هذا النوع من الصدمات يمكن القيام به لطفل. |
Dünya'mıza benzeyen bu görsel özelliklerle burada yaşam olduğunu hayal etmek kolay. | Open Subtitles | مع كل أوجه التشابه هذه مع أرضنا، فمن السهل أن نتصور الحياة هنا |
Ve şu duyguyu bulmaya, tekrardan keşfetmeye çalışan daha nice ülkeler: "Nasıl harikulade, barışçıl ve hoşgörülü bir gelecek hayal ederiz?" | TED | وغيرھا من الدول التي تحاول أن ترى وتستكشف ذلك النوع من الشعور إزاء كيف يمكنُنا أن نتصور مستقبلا رائعا وھادئا ومتسامحا. |
Bereketli bir gelecek hayal edebiliriz. | TED | يمكننا أن نتصور مستقبل من الوفرة. |
Aynı kadının Fornell ve bu Eddie denen adamdan hoşlanmasını hayal etmek güç. | Open Subtitles | كما تعلمون، من الصعب أن نتصور نفس المرأة تروق فورنيل و هذا الرجل إدي |
hayal etmek zor Sen ve Rayt Marius Hakkında konuşacak çok şey var. | Open Subtitles | من الصعب أن نتصور أنت ورايت مريوس وجود الكثير للحديث عنه. |
Senin nasıl olup da Adrian gibi birinin koruması olduğunu hayal etmek biraz zor. | Open Subtitles | فمن الصعب قليلا أن نتصور كيف تذهب من شيء من هذا القبيل إلى كونه حارسا شخصيا لشخص مثل أدريان. |
Koca bir sıçramadan söz ediyoruz: İnsanoğlunun tarihinde başka bir yere ayak basmak üzere dünyamızı ilk terk etmekten daha kayda değer bir an hayal etmek zor. | TED | الحديث عن قفزة هائلة واحدة من الصعب أن نتصور لحظة أكثر عمقاً في تاريخ البشرية من أنّه عندما غادرنا عالمنا أول مرة لنضع قدماً على آخر. |
hayal etmek zor, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه من الصعب أن نتصور |