Bunun hakkında düşünmeliyiz. Çünkü oldu mu olur. Tekrarı olmaz. | Open Subtitles | يجب أن نفكّر في هذا لانه عندما ينتهي فسينتهي ولا يمكن تكراره |
Buradan gitmeliyiz. Bu işi iyi düşünmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج من هنا يجب أن نفكّر بما سيحدث |
Sana başka bir ev bulmayı düşünmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نفكّر بالعثور على مكان آخر لنعيش فيه. |
Hey, şimdi yaşamayı düşünmeliyiz, koca adam. | Open Subtitles | نحن يجب أن نفكّر بشأن المعيشة الآن أيها الرجل الضخم. |
Amazonvari bir zenci kadın gibi düşünmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نفكّر أكثر مثل مرأة سوداء من الأمازون |
Bana bak, bu hususta çok daha büyük düşünmeliyiz. Gümüşçü dükkanını izliyorum ve harika! | Open Subtitles | انظر، علينا أن نفكّر على نحوٍ أنضج، لقد خططتُ لسرقة فضّة الحداد، وهي خطّة مثاليّة. |
Delirdiği zaman söyleyeceğimiz bahaneleri düşünmeliyiz. | Open Subtitles | ينبغي لنا فحسب أن نفكّر في أعذار له حين يتصرّف بجنون |
Ama grup için en iyi olanın ne olduğunu düşünmeliyiz. | Open Subtitles | لكنّنا يجب أن نفكّر بما ينفع المصلحة العامة |
Diyorum ki, onu durdurmadan önce oturup düşünmeliyiz ki bence... | Open Subtitles | ...أنا أقترح أن نفكّر في هذا قبل أن نقوم بإيقافها |
Sadece düşünüyorum ki hareketlerimizin doğuracağı sonuçları ve içerdiği imaları derince düşünmeliyiz, ve güzel, uzun tartışmalar olduğu sürece aynı bunun gibi, düşünüyorum ki bunu neden yapmamız gerektiğine dair çok iyi bir çözüm bulabiliriz. | TED | أعتقد أنه يجب أن نفكّر بشكل عميق في تداعيات وعواقب أعمالنا، ومادمنا دائما نقوم بالنقاشات البنّائة كالتي نقوم بها اليوم. أعتقد يمكننا أن نصل إلى سببٍ جيد يجعلنا نقوم بهذا الأمر. |
Önümüzeki üç yıllık yatırımlarımız, yılda 25 milyar. Bu parayı nasıl daha etkili kullanabileceğimiz hakkında sizinle düşünmeliyiz | TED | وعندما نستثمر خلال السنوات الثلاث المقبلة، 25 مليار دولار سنويّاً، علينا أن نفكّر معكم بأكثر الطرق فعاليّة لاستخدام تلك الأموال. |
Buradaki bütün çocukların iyiliğini düşünmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نفكّر في جميع الأطفال هنا |
Evet, bu noktada kendimizi düşünmeliyiz. | Open Subtitles | لا, علينا أن نفكّر بأنفسنا هنا. |
Daha kalıcı bir yer almayı düşünmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نفكّر بشراء مسكن دائم لنا. |
Belki de bu konu hakkında düşünmeliyiz. | Open Subtitles | ربّما علينا أن نفكّر بهذا مليّاً. |
Daha büyük düşünmeliyiz. Bu dönem. | Open Subtitles | يجبُ أن نفكّر بشكل أكبر خارج هذه الحلقة |
Fakat daha uzun vadede, teknolojiye ağırlık verip işçiliğe az odaklanan ekonomiye doğru hareket ediyorsak daha radikal girişimler düşünmeliyiz, örneğin, garanti edilmiş en az gelir gibi bir şey. | TED | ولكن على المدى الطويل، إذا أردنا الانتقال إلى اقتصاد يكون معتمدا أكثر على التكنولوجيا و أقل على العمّال، ونحن بالفعل في تلك المرحلة، فعلينا أن نفكّر بالقيام ببعض التدخلات الجذرية، على سبيل المثال، شيء من قبيل ضمان الحد أدنى من الدّخل. |
Bağışlar yolladılar. Geleceği düşünmeliyiz Justin. | Open Subtitles | بعثوا لنا تبرّعات، يجب أن نفكّر بالمستقبل يا (جستن). |
Artık bir bebeğimiz var. Ethan'ın iyiliğini düşünmeliyiz. | Open Subtitles | لدينا طفل الآن، علينا أن نفكّر في (إيثان) |
Bir şeyler düşünmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نفكّر بشيء |