Artık bizi Bunun ahlaki olmadığını söyleyerek mi ikna etmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | أهذه طريقتُكَ في إقناعنا؟ بأن تقولَ أن هذا لم يعد خاطئاً؟ |
Bunun senin için hiçbir anlamı olmadığına inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | تتوقع مني تصديق أن هذا لم يعني أي شيء لك؟ |
Bunun senin suçun olmadığını söylememe gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | لست مضطراً لأن أقول أن هذا لم يكن خطؤك، صحيح؟ |
Bu bence hiç de adil değil. Bileti kendisi bulmamış ki. | Open Subtitles | اعتقد أن هذا لم يكن عدلاً لم تجد تلك التذكرة بنفسها |
Evet, şimdi görüyorum ki, olay hiç de bu değilmiş. | TED | ومع ذلك، أدركت الآن أن هذا لم يكن صحيحاً على الإطلاق. |
Her an sanki hiçbirşey olmamış gibi uyanmayı umuyorum. | Open Subtitles | أتوقع في أي لحظة أن تستيقظ وتجد أن هذا لم يحدث |
Bu pek bir işe yaramadı gibi. | Open Subtitles | لدي إحساس وبشكل ما أن هذا لم يساعدنا كثيراً. |
Bunun asla popüler bir tartışma konusu olmadığını sizlere söylemeliyim. Büyük ihtimalle siz, dinleyenler arasında da pek popüler değil bu konu. | TED | الآن يجب أن أخبركم أن هذا لم يكن حجة معروفة للغاية. ومن المرجح أنها ليست معروفة بشدة حتى الآن من قبل بعض الحضور هنا. |
-...söyleyerek yalan söylemezdi ki Bunun doğru olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | ولن يكذب و يقول أنه سينتقل للعيش مع صديقته و علمت أن هذا لم يكن صحيحا |
Şimdi bana Bunun sana bir şeyler çağrıştırmadığını söyleme. | Open Subtitles | الآن لا تخبريني أن هذا لم يعجبكِ أ أ أنا اعتقدت أنكِ زوجتي |
Sakın bana Bunun olmadığını söyleme çünkü-çünkü gördüm ve ben dahası da olduğuna eminim. | Open Subtitles | ولا تحاولى أن تقولى لي أن هذا لم يحدث لإننى رأيته وإننى متأكد بأن هذا حدث كثيراً |
Bunun tüm zamanların en iyi ilk randevusu olmadığını biliyorum. Ama ben bunu atlattığımız için mutluyum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا لم يكن أفضل موعد أول ولكن أنا سعيد أننا بقينا سوياً |
Ta ki büyükannem Bunun doğru olmadığını söyleyene kadar. | Open Subtitles | حتى أجلستني جدتي وشرحت لي أن هذا لم يكن صوابا ً |
Sen ofisime girdiğinde Bunun değişip değişmediğinden emin değilim. | Open Subtitles | أنا لست واثقاً من أن هذا لم يتغير عندما دخلت إلى مكتبي |
Bunun, o kararlardan biri olmadığını bana kanıtlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أود منك ان تثبتي أن هذا لم يكن واحداً منها. |
Bunun hikayenin sonu olmadığını biliyorduk. | Open Subtitles | ونحن الآن نعرف أن هذا لم يكن نهاية القصة. |
Önce şunu bilmeni istiyorum ki benim için hiç kolay olmadı. | Open Subtitles | في البداية أردت أن أخبرك... أن هذا لم يكن سهلًا علي. |
- Bunlar hiç olmamış gibi hayatıma devam edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع المشي خلال الحياة وأدّعي أن هذا لم يحدث |
Sanırım Fred için de planladığı gibi olmadı. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا لم يكن من خطط كاسلي أيضا لذا أقلعت عن الفكرة تماما |
Eğer bu sizin etkilenmez olduğunu istediğin gibi numara olabilir. | Open Subtitles | يمكنك أن تدعي قدر ما شئت أن هذا لم يؤثر عليك |