Bu bana buralarda değişmesi gereken bir başka şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | وهذا يذكرني.. بأن هناك شيء آخر يجب أن يتغير هنا.. |
Okul kurulu bir şeylerin değişmesi gerektiğini ifade ederek bir soruşturma başlatıyor. | Open Subtitles | مجلس إدارة المدرسة بدأ تحقيقًا ويقول بأن أمرًا ما يجب أن يتغير. |
Etrafa bakın. Oda, sandalyeler, odun. Etrafımızdaki her şey değişmek zorunda veya biz bu problemi çözemeyeceğiz. | TED | أنظر حول الغرفة، الكراسي، الخشب كل شئ حولنا يجب أن يتغير أو أننا لن نقدر على إمتصاص هذه المشكلة |
Sende hoşlandığım o şeyin değişmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكن أقصد لا أريد لذلك الشئ الذي أحبه فيكِ أن يتغير |
Bak aramızdaki herşey sadece bir gece yüzünden değişmemeli. | Open Subtitles | انظرى, لا يجب أن يتغير ما بيننا بسبب ليلة واحدة |
Birimizin bile değişemeyeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | الآ تعتقد أن أحدنا يمكن أن يتغير ؟ |
değişmez bir biçimde, yeni bir teknolojiyi sürdüğüm zaman dünya değişik bir yer oldu. | TED | و أنه وباستمرار، على العالم أن يتغير عندما أقدم تكنولوجيا جديدة. |
Bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | أنتِ تعنين العالم لي، ذلك لا يمكن أن يتغير |
Profesyonel olursam bu durum değişebilir. | Open Subtitles | يمكن أن يتغير هذا إذا أصبحت لاعباً محترفاً |
Kafanın içinde neler döndüğünü bilmiyorum ama bir şeyler değişmeli. | Open Subtitles | لا اعلم ما الذي يدور في عقلك, لكن على شيء ما أن يتغير. |
Hayır, her şeyim ama o değil. Ve bunun değişmesi gerekebilir. | Open Subtitles | لا، أنا كل شيء إلا هذا وربما على هذا أن يتغير |
Hala fonun dışındayız, evet, eninde sonunda değişmesi gereken kurumsal silah lobisi tarafından. | TED | نحن نعاني من نقص الموارد المالية نتيجة تأثير مجموعة ضغط شركات الأسلحة وفي النهاية هذا يجب أن يتغير. |
Ancak, DNA'nın bir şeyi hatırlaması için, bir şekilde değişmesi lazım. | TED | لكن لكي يتذكر الحمض النووي أن شيئًا ما قد حدث، عليه أن يتغير على نحو ما. |
Sahil haftalardır boştu ve bu durum değişmek üzere. | Open Subtitles | لقد كان هذا الشاطيء فارغاً لاسابيع لكن هذا علي وشك أن يتغير. |
Ama şeytanın avukatlığını yaparsam, bu çocuk senden ders almak istiyorsa belki de değişmek istiyordur. | Open Subtitles | و لكن فقط للدفاع عن الشيطان , اذا أتي هذا الولد لكي يتعلم ربما يحاول أن يتغير |
Onların değişmesini istiyorsan Maris'e karşı çıkmalısın. | Open Subtitles | لو أردت أن يتغير شيء عليك أن تقف مواجهاً لها |
Şımartmaya devam edip, değişmesini mi bekleyeceksiniz ya da ipleri koparıp, tüm başarılarınızın onu başarmak için zorlamasına izin mi vereceksiniz? | Open Subtitles | تواصلين تدليله ، على أمل أن يتغير أو تقطعي خيوط المئزر وتثقينفيأن كلّالمجهود.. |
Geleneklerimiz. Hiçbiri değişmemeli. | Open Subtitles | "تقاليدنا. " "لا يجب أن يتغير أي شيء. " |
Hhiçbir şey değişmemeli. | Open Subtitles | تذكر, لا يجب أن يتغير شىء |
Birimizin bile değişemeyeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | الآ تعتقد أن أحدنا يمكن أن يتغير ؟ |
Böyle olağanüstü bir yıkım gerçekleşirken nasıl olurda çevrede hiçbir şey değişmez... | Open Subtitles | كيف لشيء في الطبيعه أن يتغير عندما تتحطم بطريقه استثنائيه |
Manzara değişebilir ama arkadaşlığımız değişmeyecek. | Open Subtitles | من الممكن أن يتغير أي شيء لكن صداقتنا ستظل إلى الأبد |
Ama korkarım bu durum değişebilir. | Open Subtitles | - وكذلك محظوظين - , ولكني خائف أن يتغير هذا |
Bu artık değişmeli. Bu görev, onayınızı gerektiriyor. | Open Subtitles | حسنًا، على هذا أن يتغير .هذه المهمة بحاجةٍ لموافقتك |