MEYDAN SAVUNMA ...herkes, bütün ülke "Buna bir son verilmeli!" diyordu. | Open Subtitles | كل شخص، كل الدولة قالت " يجب لهذا أن يتوقّف |
Buna bir son vermeliyiz dostum. | Open Subtitles | يا صديقي , يجب أن يتوقّف ما يحصل بيننا |
Diğer seçenek kendi kendine ölmeden kanamanın zamanında Durmasını umarak yavaşça akciğere dikiş atmak. | Open Subtitles | البديل الوحيد هو تقطيب الرئة رويداً ونأمل أن يتوقّف النزف قبل أن تقضي نحبها |
Diğer seçenek kendi kendine ölmeden kanamanın zamanında Durmasını umarak yavaşça akciğere dikiş atmak. | Open Subtitles | البديل الوحيد هو تقطيب الرئة رويداً ونأمل أن يتوقّف النزف قبل أن تقضي نحبها |
Bu artık bir son bulmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف ذلك |
Bu artık son bulmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف هذا. |
Artık böyle yaşayamam. Bunun son bulması lazım. | Open Subtitles | لا أستطيعُ العيش هكذا يجبُّ أن يتوقّف. |
- Bunun bir son bulması gerek. | Open Subtitles | لانّ هذا الأمر يجب أن يتوقّف. |
Bunun bir son bulması gerek. | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف هذا |
Buna bir son ver. | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف هذا الأمر. |
Bunun bir son bulması lazım. Ne? | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف هذا |
Haklısın, buna bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | أنتِ على حق , يجب أن يتوقّف |
Şoföre Durmasını mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | -ماذا إذاً، ستقول للسائق أن يتوقّف و حسب؟ |
Durmasını söyle. | Open Subtitles | قولوا له أن يتوقّف |
Durmasını istedim! | Open Subtitles | كنت أريده أن يتوقّف |
Nicole, ciddiyim. Bu bir son bulmalı. | Open Subtitles | جدياً يا (نيكول)، يجب أن يتوقّف الأمر |