Evini kaybetmek bir adamı çılgın şeyler yapmaya zorlaya bilir. | Open Subtitles | فقدان المنزل يمكن أن يجعل . الرجل يقوم بأعمالٍ جنونيّة |
Yaşlı herif her daim bizi üretken vatandaşlar yapmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | والدي حاول دائماً أن يجعل منا مواطنين مثمرين. |
Neden olduğunu kendilerini için bir isim yapmaya çalışan her iblis gitmek ve dünyanın sonuna kadar denemek zorunda? | Open Subtitles | لمَ كل مشعوذ يحاول أن يجعل إسماً له يجب أن يحاول أن ينهي العالم ؟ |
Lord Edmund kendisini sana biraz çekici göstermeye çalışacak. | Open Subtitles | اللورد إدموند , سيحاول أن يجعل من نفسه.. مثيراً بالنسبة لك |
Çünkü birileri bunu bizim suçumuz gibi göstermeye çalışıyor. | Open Subtitles | لأنّ أحدهم يحاول أن يجعل هذا يبدو و كأنه ذنبنا |
Küçük kilise dalaveremizi ne daha gerçekçi yapar, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ، ما يمكن أن يجعل إدعائنا الذهاب للكنيسة يبدو أفضل |
Bu anı ne daha güzel yapar biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ما يمكن أن يجعل هذه اللحظة أفضل حتى؟ |
Kira dünyayı sadece daha iyi bir yer yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كيرا يحاول فقط أن يجعل العالم مكاناً أفضل |
Unalaq'ın tek yapmaya çalıştığı kabilelerimizin birleşmesini sağlamak. | Open Subtitles | كل مايحاول أونولاك فعله هو أن يجعل قبائلنا متحدة مجددا |
Ben sadece inanılmaz derecede boka batmış durumlarda en iyisini yapmaya çalışan bir adamım. | Open Subtitles | أنا فقط رجل يحاول أن يجعل هذا الأمر اللعين أفضل |
Eğer bunu yapmaya gönüllü değilsen, Soldado Nation kendine daha iyi bağlantılar bulur. | Open Subtitles | ومالم تكن ترغب بذلك ذلك ربما من شأنه أن يجعل منظمة جنود الأمة أحسن حالاً في البحث عن موزع آخر |
İnsanlar için her şeyi iyi yapmaya çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قال إنه كان يحاول أن يجعل .الأشياء أفضل للناس |
California'da bir Şefin, istasyonundakileri vejetaryen yapmaya çalışmasıyla ilgili bir hikâye var. | Open Subtitles | هناك واحدة عن زعيم فى كاليفورنيا الذى حاول أن يجعل المركز كله يأكل خضروات |
- Bulmacacı bir şey yapmaya kalkarsa... | Open Subtitles | ifthe وبغموض يحاول أن يجعل جيد على موقعه بالتهديد قذرة |
Ölebilecek olan o ve House meseleyi kendiyle ilgiliymiş göstermeye çalışıyor. | Open Subtitles | و هو يحاول أن يجعل نفسه يحتضر هو الآخر أنا لا ألعب |
Biri sigorta kutusu ile oynamış, kısa devre gibi göstermeye çalışmış. | Open Subtitles | لقد تلاعب أحد ما بعلبة الدارة الكهربائية لأجل أن يجعل الأمر كتماس كهربائي |
Biri bunu benim eserimmiş gibi göstermeye çalışmış. | Open Subtitles | أحدهم يحاول أن يجعل الأمر يبدو و كأنه من أفعالي |
Tamam, biri eve girip aşırı dozmuş gibi göstermeye çalışıyor. | Open Subtitles | ،حسناً إذاً أحد ما آتى إلى هنا، حاول أن يجعل هذا الشيء يبدو مثل جرعة زائدة |
Koca bir bifteği babam da güzel yapar. | Open Subtitles | أي شخص يمكنه أن يجعل شريحة من لحم البقر تبدو شهيه |
Senin gibi bir güzellik sadece müşterilerimi daha mutlu, beni de daha zengin yapar. | Open Subtitles | شيئاً جميلاً مثلك , يمكنه أن يجعل الزبائن سعيدون , وتجعليني أنا ثرياً |
Bu kayak gezisini ne muhteşem yapar biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم ما الذي يمكن أن يجعل هذه الرحلة رائعة؟ |