Dünyanın atmosferine girmeden önce yörüngede 12 ya da 13 tur atabilir. | Open Subtitles | هو قد يعمل 12 أو 13 دوره قبل أن يدخل أجواء الأرض |
İçeri girmeden önce tüfeği arabada bırakacak. Hatta silaha ihtiyacımız olmayacak... | Open Subtitles | يتركه عادة في الشاحنة قبل أن يدخل لأننا لسنا بحاجة |
Pekâlâ, kim benimle ahıra girip yaban domuzlarını beslemek istiyor? | Open Subtitles | إذا من يريد أن يدخل الحظيرة ويساعدني في إطعام الخنازير؟ |
Kapatmalıyım. Başka kimse giremez. | Open Subtitles | يجدر بي إغلاق الأبواب خلفك، لا يجب أن يدخل أحد آخر |
Bir saniye. Efendim, hava desteği gelmeden hemen önce atışı yapalım. | Open Subtitles | انتظر قليلاً سيدي يا سيدي دعنا نقوم بهذا قبل أن يدخل الجنود مباشرة |
- Kıpırdatamazsın. Durumu kritik. Şoka girebilir. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك تحريكه, هو مجهد جداً . من الممكن أن يدخل فيّ صدمة |
Devenin iğne deliğinden geçmesi, bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır. | Open Subtitles | أن يلج الجمل في سمّ الخياط أسهل من أن يدخل غنيّ الجنة |
Akşam kapanmadan önce binaya Girmek zorundaydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يدخل الى المبنى قبل ان يتم غلق المكتب. |
Bu talihsiz kurbanlar için, hayat okyanusa girmeye karar verdiklerinde biter. | Open Subtitles | لهذا مؤسف الضحية , والحياة انتهت عندما قرر أن يدخل المحيط. |
Sen içeri almadan birinin eve girmesi mümkün mü? | Open Subtitles | هل من المحتمل أن يدخل أحد للمنزل دون أن تسمح له بالدخول؟ |
Sonuncusundan sonra konukların 1408'e yerleşmesini yasakladım. | Open Subtitles | وبعد الأخيرة حرَمت أن يدخل أي ضيف الغرفة 1408 أبدا |
Ameliyata girmeden önce seninle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | هو يريد رؤيتك قبل أن يدخل في عملية جراحية |
Bu kızgınlık, hastaların daha odana girmeden önce de vardı. | Open Subtitles | لديك هذا الغضب قبل أن يدخل هؤلاء المرضى لمكتبك |
Babam zimmete para geçirme suçundan hapse girmeden önce tüm paramızı kaybettik. | Open Subtitles | عائلتي خسرت كل اموالنا قبل أن يدخل أبي السجن بسبب الاختلاس |
Tabii ki, kahraman o odaya yine de girip kötü adamı bulacaktır. | TED | بالطبع ،البطل يجب عليه أن يدخل الغرفة ليجد الشّرير. |
Bir bomba sığınağı olarak tasarlandı. Buraya kimse giremez. | Open Subtitles | انه مصمم ليكون ملجأ لا أحد يستطيع أن يدخل هنا |
Saldırı timi gelmeden önce seninle çözmemiz gerekenler var. | Open Subtitles | قبل أن يدخل فريق الهجوم هنالك شيء عليّ أن أصفيه معك أولاً |
Yani kafese sihir girebilir. Kayıp cadıyı çağırma büyüsünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لذا القفص يسمح للسحر أن يدخل ، هل تذكرين التعويذة لنستدعي ساحرة ضائعة ؟ |
20 sene içinde mi? İnsanların bu rokete girmesinden bahsediyorum. | TED | أن يدخل الناس إلى هذا الصاروخ. |
Beni aptal mı sandın? Şu an birisi babanın ofisinde şifreyi Girmek üzere bekliyor. | Open Subtitles | لدي شخص في مكتب والدك الآن على استعداد أن يدخل القنّ السّري |
- Evet, elbette. Adamın teki kulübeye girmeye çalıştı. | Open Subtitles | حسنا، بالتأكيد، شخص ما حاول أن يدخل إلى كوخنا |
Hayatına başka bir erkek girmesi on yıl sürmüştü. | Open Subtitles | قد مرّت عشر سنوات قبل أن يدخل رجلاً آخر في حياتها |
Sonuncusundan sonra konukların 1408'e yerleşmesini yasakladım. | Open Subtitles | وبعد الأخيره حرَمت أن يدخل أي ضيف الغرفه 1408 أبدا |