Boş evleri de görebiliyorlar. | TED | يستطيع هؤلاء أيضاً أن يروا أراضِ خالية. |
Operanın içerisinde, bol doğal ışık alan bir lobi bulunuyor; burada yarı açık yarı kapalı alanın keyfini çıkarabiliyorlar ve çevrelerindeki güzel manzarayı görebiliyorlar. | TED | داخل الأوبرا، لدينا هذا الرواق مع الكثير من الضوء الطبيعي، ويمكنهم الاستمتاع أيضًا بهذا الفضاء الداخلي والخارجي، ويمكنهم أن يروا جمال المنظر من حولهم. |
Bu balıkçılar suyun altında, hemen hemen herkesten daha iyi görebiliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الصيادون يمكنهم أن يروا تحت الماء في الغالب أفضل من أي شخص أخر على الأرض. |
Bisikletlerine atlayıp peşinden gittiler. İlginç bir şey görmeyi umuyorlardı. | Open Subtitles | فقفزوا على درجاتهم وذهبوا يتتبعوا صوتها آملين أن يروا ما يستحق رؤيته |
Bisikletlerine atlayıp peşinden gittiler. İlginç bir şey görmeyi umuyorlardı. | Open Subtitles | فقفزوا على درجاتهم وذهبوا يتتبعوا صوتها آملين أن يروا ما يستحق رؤيته |
Ama yılanlar, kelimenin tam anlamıyla, karanlıkta hiçbir şey göremezler. | Open Subtitles | لكن" الثعابين"يكونواحرفياًفيالظلام: لا يمكنهم أن يروا شيئاً. |
Karanlıkta bizim kadar iyi göremezler. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يروا جيدا في الظلمة مثلنا |
Çünkü onların bunun gerçekliğini görmesini istiyor ve asla ama asla vazgeçmeyeceğini. | TED | لانه يريدهم أن يروا حقيقه الأمر وكيف أنه لن يستسلم أبدا |
görebiliyorlar mı diye soruyorsan evet. | Open Subtitles | إذا كنت تسأل إذا كانوا يستطيعون أن يروا , نعم |
Onlara neler yaptığını görebiliyorlar, Lumic. | Open Subtitles | يمكنهم أن يروا ما فعلته يا لوميك |
Yolun açıldığını görebiliyorlar. | Open Subtitles | بمقدورهم أن يروا ممرنا بصورة أوضح. |
Yolun açıldığını görebiliyorlar. | Open Subtitles | بمقدورهم أن يروا ممرنا بصورة أوضح. |
görebiliyorlar değil mi? | Open Subtitles | يمكن أن يروا ، أليس كذلك؟ |
görebiliyorlar. | Open Subtitles | يمكنهم أن يروا ما في الداخل |
Bisikletlerine atlayıp peşinden gittiler. İlginç bir şey görmeyi umuyorlardı. | Open Subtitles | فقفزوا على دراجاتهم وذهبوا يتتبعوا صوتها، تعرف، آملين أن يروا ما يستحق رؤيته |
Müvekkiller ortakların saatlerini görmeyi severler. | Open Subtitles | إن الموكلين يحبون أن يروا ساعات عمل الشركاء |
Şuraya bakıp kendilerini görmeyi umuyorlar. | Open Subtitles | إنهم ينظرون هنا بالأعلى، آملين أن يروا أنفسهم. |
Radarda hiçbir şey göremezler. | Open Subtitles | قد يُؤثر على أنظمة الملاحة للسفن المدنية لن يستطيعوا أن يروا شيئاً على متن (دراديس) |
Ama, bizim geldiğimiz yerde, insanların evine ne getirdiğini görmesini istemezsin. | Open Subtitles | ولكن أين نقطن؟ نقطن حيث لا تريد الناس أن يروا ماذا اشتريت لبيتك |
Hayır tatlım. Senin işleri nasıl yürüttüğünü onların görmesini istiyorum. | Open Subtitles | كلا يا حلوتي ، أود منهم أن يروا كيف تديرين الأمور |