Dün gece yük treni gibi horladığını itiraf etmek isteyen kimse var mı? | Open Subtitles | أيريد أحد أن يعترف أنه كان يشخر طوال الليل؟ |
Bence işlemediği bir suçu itiraf etmek niyetindeydi. | Open Subtitles | أظن بأنه يريد أن يعترف بجريمةٍ لم يرتكبها. |
Bence işlemediği bir suçu itiraf etmek niyetindeydi. | Open Subtitles | أظن بأنه يريد أن يعترف بجريمةٍ لم يرتكبها. |
Bir hata yaptı ve bunu kabul etmek istemiyor. | Open Subtitles | كل ما بالأمر أنه قد اقترف خطأً و هو لا يريد أن يعترف به |
Onu ben bu gece buldum. Yarın ilk iş ifşa edeceğim. Yargıç kabul etmek zorunda. | Open Subtitles | لقد قررت أني سأكشفه في الصباح وسيكون على القاضي أن يعترف به |
Birisi itiraf edene kadar, ikinizde cezalısınız. | Open Subtitles | إلى أن يعترف أحدكما، كلاكما معاقب. |
Kat görevlisini tüm operasyonu itiraf etmeden zar zor kelepçelediler. | Open Subtitles | بالكاد قبضوا على مدير الطّابق .قبل أن يعترف بالعمليّة كلّها |
Eser hırsızlığını kabul etmesi için onu zorladın mı? | Open Subtitles | هل أخبرته أن يعترف بأنه من سرق الأغنية ؟ |
Her kim yaptıysa söylemeli. İtiraf etmek zorundasınız. | Open Subtitles | اسمعوا، على من فعل هذا أن يقول ذلك عليه أن يعترف بذلك وحسب |
Yapabileceğin en iyi şey itiraf etmek ve sessizce gitmek. | Open Subtitles | أفضل شيء بالنسبة لك القيام به هو أن يعترف وتذهب بهدوء. |
Belki sadece sinirlendi ve Koç Morse'a itiraf etmek istedi. | Open Subtitles | ربما كان متوتراً وأراد أن يعترف لمدربه |
Böldüğüm için kusura bakmayın ama şüphelimiz itiraf etmek istiyor. | Open Subtitles | ...آسف على الإزعاج لكن المشتبه به يود أن يعترف |
Palmer gibi bir adamı köşede yakalayın, ...doğruları itiraf etmek yerine, ...yalanı büyütüp daha da muazzam hale getirecektir. | Open Subtitles | ، (حينما تحاصر رجلاً كـ(بالمر ، و بدلاً من أن يعترف بالحقيقة ، سيصعد أكاذيبه . ممّا يجعلها مبالغة |
Bazı önemli şeyleri itiraf etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | وعليه أن يعترف لهم ببعض الأمور |
Benim düşüncem bilimin nasıl yapıldığını unutmuş ve bunu kabul etmek istemiyor. | Open Subtitles | ما اظنه هو انه قد نسي كيف يتم أداء العلم و لا يريد أن يعترف بذلك |
Sanırım ailedeki kimse bunu kabul etmek istemiyor ve onlar için yazık ki güzel bir anma konuşması hazırlamıştım. | Open Subtitles | لكن أعتقد لا أحدًا بهذه العائلة يودّ أن يعترف بهذا، ومن العار أيضًا، لأنّ لديّ خطاب تأبيني رائعًا. |
Seks kasedini arkadaşlarına gösterdiğini ve sonradan onlarında bunu internette paylaştığını kabul etmek istemedi. | Open Subtitles | هو لا يريد أن يعترف بأنه أظهر شريطه الجنسي القصير لجميع رفاقه ثم قاموا بعد ذلك بنشرها عبر شبكة الإنترنت. |
İlk olarak, itiraf etmeden önce avukatı olmadan 16 saat aralıksız sorgulandı. | Open Subtitles | أولا، تم استجوابه لمدة 16 ساعة دون محاميه الحاضر، قبل أن يعترف. |
Oğlunuz kaçırılma yalanını itiraf etmeden önce oldu bu olay. | Open Subtitles | حدث ذلك قبل أن يعترف ابنك بأنه اختلق الخطف |
Ama eninde sonunda şirketteki usulsüzlükleri birisinin kabul etmesi lazım. | Open Subtitles | لكن في النهاية , شخص ما في هذه الشركة سيتعين عليه أن يعترف ببعض المخالفات |