Bak, bu sahte. Bunu herkes sıradan bir bilgisayarla yapabilir. | Open Subtitles | انظر ، انظر ، انظر ، إنه زائف أي أحد يمكنه أن يفعلها على أي حاسوب ، حسناً؟ |
Tüm bu şeyleri ziyaretçiler yapabilir, eski test kobaylarını bulmanın çok zor olmayacağından eminim. | Open Subtitles | بكل تلك الأمور التي يمكن أن يفعلها هؤلاء الزوار أنا متأكد أن إيجاد عينة قديمة ليس بهذه الصعوبة |
Arkadaşım bunu kanıtlamak için bazı büyülü şeyler yapabilir. | Open Subtitles | هُناك العديد من الأشياء يُمكن لصديقي أن يفعلها ليُثبت ذلك. |
Sadece biraz dinlenmek istiyorum. Brick benim için yapamaz mı? | Open Subtitles | أريد استراحة وحسب ألا يمكن أن يفعلها بريك بالنيابة عني؟ |
Anlarsın ya Cody, benim onun için yaptıklarımı senin gibiler asla yapamaz. | Open Subtitles | أنا أقوم ببعض الأعمال من أجلها وهي أشياء لا يمكن لرجل مثلك أن يفعلها |
Sanırım bir babanın yapmak zorunda olduğu şeylerden biri bu. | Open Subtitles | أعتقد أنها واحدة من الأشياء الواجب على الأب أن يفعلها |
Bazı şeyleri insan yapmak zorunda olduğu için yapıyor. | Open Subtitles | هناك أشياء يجب على الرجل أن يفعلها فيفعلها مضطرا |
Kim yapmış olabilir biliyor musun? | Open Subtitles | و أردت أن اتحقق و أرى ان كنت تعلم شيء و من يمكن أن يفعلها |
Siffredi bu işi Capella'ya haber vermeden yapmış olabilir. | Open Subtitles | أيمكن لــ (سيفردي)، أن يفعلها دون أن يخبر، (كابيللا)؟ |
Eğer biz yapabiliyorsak, düşmanlarımız da yapabilir. | Open Subtitles | إذا أمكننا تغيير الفيروس، إذًا يُمكن أن يفعلها أعدائنا |
Herkes yapabilir. | Open Subtitles | إنها سهلة ، أي أحد يستطيع أن يفعلها |
Şimdiye kadar, sadece devlet başkanlarının paraları böyle güzel bir şeye yetiyordu, ve çalıştırması öyle basit ki bir çocuk bile yapabilir. | Open Subtitles | حتى الان , الرؤساء فقط تمكنوا من تحمل تكاليف قطعة معدات رائعة مثل هذه وهى سهلة التشغيل للغاية حتى هذا الفتى ممكن أن يفعلها |
Aslında, biri şuan yapabilir mi? | Open Subtitles | في الواقع .. هل يمكن أن يفعلها أحد الآن |
yapabilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يفعلها |
Çok kızgındı Clark, ama onu tanırım. Ve bunu asla yapamaz. | Open Subtitles | كان غاضباً كلارك ولكني أعرفه يستحيل أن يفعلها |
10 cm eninde bir odun üzerinde yapabildiklerini ondan başkası yapamaz. | Open Subtitles | لا أحد يفترض أن يفعلها . وهي تستطيع أن تفعلها على خشبة عرضها 4 انشات |
Hep yapmak isteyip de hiç yapamadığı şeyleri ve hiç istemediği hâlde yapmak zorunda kaldığı şeyleri yazdı. | Open Subtitles | كَتَبَ عن كلِّ الأشياء الّتي يريدُ أن يفعلها ولكنّهُ لم يفعلها وكلّ الأشياء الّتي فعلها ولكنّهُ لم يكن يريد فعلها |
Onca sivil kayıp muhabbetinden sonra tabi ki ben yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | كل هذه الخسائر فى الارواح المدنيه... يَجِبَ أن يفعلها شخصٌ واحد |
Bunu kendi başına da yapmış olabilir Jack. Kime söyleyecek ki? | Open Subtitles | كان من الممكن أن يفعلها بمفرده ، يا (جاك) ، من سيخبر؟ |
Bunu herhangi biri yapmış olabilir. | Open Subtitles | يمكن لأي أحد أن يفعلها. |