"أن ينتظر" - Traduction Arabe en Turc

    • bekleyebilir
        
    • beklemek zorunda
        
    • beklemesini
        
    • beklemesi gerekecek
        
    • beklemeli
        
    • bekleyecek
        
    • Bekleyemez
        
    • daha beklemek
        
    Magrathea, bekleyebilir. Bu gezegende bitirmem gereken bir iş var. Open Subtitles على ماجراثيا أن ينتظر لدىّ دين لأسويه على هذا الكوكب
    Birdee, neden oturmuyorsun? O iş bekleyebilir. Open Subtitles لماذا لا تجلسين يا بيردي ذلك يمكن أن ينتظر
    Her neyse, neyi unuttuysam sabaha kadar bekleyebilir sanırım. Open Subtitles حسناً, أياً كان أنا متأكد أنه يمكن أن ينتظر للصباح
    Kocanız, doğrulama için kan tahlini sonuçlarını alana kadar beklemek zorunda. Open Subtitles على زوجكِ أن ينتظر حقاً حتى تعود نتائج تحليل الدم للتأكيد
    -Kamyonda beklemesini söyledim. -Ama bir istisna yaparız. Open Subtitles أخبرته أن ينتظر بالشاحنة لكنه جعل هذا استثناء
    Sağlık denetimlerinin de beklemesi gerekecek. Open Subtitles والتفتيش الصحي عليه أن ينتظر بدوره أيضاً
    Sadece öğrenmeniz gereken çok önemli bir ders kaldı fakat şimdilik beklemeli. Open Subtitles فقط يبقى درس واحد في غاية الأهمية ولكن يجب أن ينتظر
    Biraz solgunsun, ama korkarım yemek toplantı bitene kadar bekleyecek. Open Subtitles أنا آسفة، فالعشاء يجب أن ينتظر إلى غاية نهاية النقاش
    Siz yeğenimle tanışıp, ameliyatın ona yardımcı olup olamayacağına karar verene kadar bu konu Bekleyemez mi? Open Subtitles ألا يمكن لذلك أن ينتظر حتى تقابل إبنة أختى و تقرر إذا ما كانت عمليتك ستساعدها ؟
    Rapor bekleyebilir. Lütfen, bana denizaltıyı gezdirin. Open Subtitles الاجتماع يمكن أن ينتظر من فضلك, ارنى الغواصة
    Pekala, brifing bekleyebilir. Lütfen, bana gemiyi gezdirin. Open Subtitles الاجتماع يمكن أن ينتظر من فضلك, ارنى الغواصة
    Eğer benim tatlımı daha iyi hissettirecekse, onu rahatlatacaksa, benim eğlencem bekleyebilir. Open Subtitles إذا كان هذا سيشعر حبيبتي بتحسن و يطمئن عقلها, فالمرح يمكن أن ينتظر
    Onlar taşınana kadar bekleyebilir ama yeni bir kepçe alırsan iyi olur. Open Subtitles بإمكان كل هذا أن ينتظر حتى نرحل. لكني أحتاج مغرفة جديدة
    Katil Bıçaklar Ordusu, yeni bir görev için bekleyebilir. Open Subtitles جيش السيف القاتل يمكنه أن ينتظر مهمة جديدة
    Evet. Ben bu biraz daha önemli düşünüyorum çünkü bekleyebilir. Open Subtitles . أجل ، يمكنه أن ينتظر أعتقد أن هذا أهم
    Maalesef bu cesur insanlara yas tutmamız biraz beklemek zorunda. Open Subtitles للإسف، سيكون لنعي هؤلاء الرجال و النساء الشجعان أن ينتظر
    Arabayı almak için babasını mı beklemek zorunda? Open Subtitles هل يجب أن ينتظر والده ليعود قبل أن يمكنه أخذ السيارة ؟
    - O muhabire bunu gazeteye yazmadan önce beklemesini söylemiştim. Open Subtitles أخبرت المراسل أن ينتظر بعد التقسيمات قبل أن يضع المقال للنشر
    - Bu siyah adamın yine beklemesini mi istiyorsun? Open Subtitles هل تريد من الرجل الأسود أن ينتظر ثانية ؟ افعل ما شئت
    Yemeğimizin bitimine kadar beklemesi gerekecek. Open Subtitles قضيبك عليه أن ينتظر حتى نهاية العشاء
    -Melman hadi. -Belki de birimiz burda beklemeli Open Subtitles هيا يا ميلمان ربّما على أحدنا أن ينتظر هنا
    Tahribat biraz bekleyecek çünkü birazdan dizi başlayacak. Open Subtitles حسناً, تخريبك يجب أن ينتظر لأنه في الحقيقة, هذا العرض على وشك أن يبدأ
    Bu Pazartesi'ye kadar Bekleyemez mi? Open Subtitles ألا يمكن للأمر أن ينتظر حتى يوم الاثنين؟
    Sam Duffelman'a benim için söyle; eğer bir sonraki filminde 64 yaşında bir şerifi oynamamı istiyorsa 20 yıl daha beklemek zorunda. Open Subtitles أبلغ سام دفلمان نيابة عني إذا كان يريدني أن ألعب دور شرطي بالغ من العمر 64 عام في فيلمه القادم فسيضطر أن ينتظر عشرين سنة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus