İnsanların çoğu bunun var olduğunu bilmedikleri için bu sohbet konusu aslında çok önemli. | TED | ولأن معظم الناس لا يعلمون بوجود هذا فتمثل هذه المحادثة أهمية كبيرة. |
Veri görüntüleme gibi şeylere başladığımız için bu çok önemli olacak. | TED | الآن ستكون الأمور ذات أهمية كبيرة لأننا وصلنا إلى بداية أشياء مثل عرض البيانات. |
Sizin için bu görev çok önemli, değil mi? | Open Subtitles | إن البعثة لها أهمية كبيرة لديكَ, أليس كذلك؟ |
Gençler, giysi satın alırken fiyat dışında başka bir şeye çok önem vermiyor, genellikle tarz veya uygun bir fiyat için seçim yapıyor. | Open Subtitles | الشباب، وقالت انها لا تعطي أهمية كبيرة أي شيء آخر من سعر شراء الملابس، عادة اختيار في نمط أو صفقة جيدة. |
Bir sanatçı olarak bağlantı benim için çok önemlidir. | TED | كفنانة، الروابط ذات أهمية كبيرة بالنسبة لي. |
çok önemli biriymiş herhalde. | Open Subtitles | لا بدّ أن يكون قّد شخص ما ذو أهمية كبيرة. |
Samanları almak çok önemli taşrada...şu an. | Open Subtitles | فالحصول على القش فى هذا الوقت لهو ذو أهمية كبيرة فى البلد |
Kadına çok önemli bir görev vermişler.... | Open Subtitles | هي أسندت إليها مهمة ذات أهمية كبيرة جداً |
Fakat daha sonra, 19. yüzyılın ortalarında, atomların gerçek olup olmadığı, birden bire çok önemli bir soru haline geldi. | Open Subtitles | لكن في منتصف القرن التاسع عشر هل الذرة حقيقة أم لا ؟ أصبح فجأة سؤالاً ذو أهمية كبيرة |
- Jamus için çok önemli. | Open Subtitles | إتصلوا في وقت لاحق إنها مسألة ذات أهمية كبيرة لجيموس |
Görünüşe göre, seninle görüşmek istediği çok önemli bir konusu var. | Open Subtitles | و يبدو أن لديه مسألة ذات أهمية كبيرة يريد أن يناقشها معك |
Yamyamlığın çok iğrenç olduğuna inanıldığından bu durum antik Yunan dinlerinde de çok önemli bir yere sahipti. | Open Subtitles | أكل لحوم البشر كان لها أهمية كبيرة في الديانة اليونانية القديمة لأنها اعتبرت عملية بشعة للغاية |
- Kadeşlerim beni çok önemli bir şey taşıdığınızı söylemek için uyandırdı. | Open Subtitles | أخواتى أيقظونى لأنك تحمل شىء ذو أهمية كبيرة |
Bizim için çok önemli olan bir dosyanın üzerinde çalıştığınıza inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعملون على حالة ذات أهمية كبيرة بالنسبة لي. |
Sen anlamazsın ama çok önemli bir iş üzerindeydim. | Open Subtitles | الآن ، ما كُنتِ لتتفهمين ذلك الأمر لكني كُنت أتعامل مع أمور ذات أهمية كبيرة |
Gelecekte filmler çok önemli olacak. | Open Subtitles | فقد يكونوا ذو أهمية. كبيرة في المستقبل |
K'tano bana çok önemli bir görev verdi. | Open Subtitles | كتانو أعطاني مهمة ذات أهمية كبيرة |
... Onun görünüşe çok önem vermesini istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد وضع أهمية كبيرة على الشكل |
Bir kardeşe veya bir arkadaşa tutunmayı başaranlar için bu ilişkiler çok önem kazanır. | Open Subtitles | الأشخاص الذين استطاعوا فرض سيطرتهم على قريب أو صديق، تلك العلاقات -تتولى أهمية كبيرة جداً |
Belki birileri İngiltere'yi biliyordur. Küçük bir adadır, ama dünya için çok önemlidir. | Open Subtitles | ربما يعرف أحد كيف أعود إلى أنجلاند إنها صغيرة لكنها ذات أهمية كبيرة جدا |