Seni temin ederim ki onlarla olan tek alâkam New York'la ilgili planlarım. | Open Subtitles | أوؤكد لك الرابط الوحيد الذي يجمعنا هو رؤيتي لمدينة نيويورك |
Sizin kayıp dosyalarınıza göre konuşamam ancak sizi temin ederim eğer oğlum bu tür bir belaya bulaşmış olsaydı bundan haberim olurdu ve bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalırdı. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا لا أستطيع التحدث عن ملفاتك المفقودة. ولكن يمكنني أن أوؤكد لك، إن كان إبني واقعٌ في أيّ مشكلة، |
Sizi temin ederim, tamamen kontrolüm altında. | Open Subtitles | أوؤكد لك أن كل شيئ تحت السيطرة الكاملة |
Şef Monohan, eğer bu geçen geceki hırsızlıklarla ilgiliyse, seni temin ederim, Brett'in bununla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | الرئيس (مونهان)،إذا كان هذا بشأن أعمال السطو الليلة الماضية، فأنا أوؤكد لك أن (لريت) ليس لديه ما يفيد حول هذا. |