"أوافق على" - Traduction Arabe en Turc

• kabul
• Katılıyorum
• katılmıyorum
• onaylamıyorum
• onay
• onaylıyorum
• onaylayamam
• onaylamadım
• aynı fikirde
• razı
• onaylamasam
• onayladığımı

Sorduğun soru. Böyle bir şeyi hayatta kabul etmeyeceğimi biliyorsun.
أنت تعرف أنه من المستحيل أبداً أن أوافق على ذلك

Onların mekanında bir sorgulama yapmayı kabul etmek zorunda kaldım.
وجب عليَ أن أوافق على الأستجواب في المقر التابع لهم

Katılıyorum. Pek güzel bir akşam değildi.
لم تكن أمسية باعثة على السرور أوافق على ذلك

Evet, ve kurtarılmayı hak ediyorlar. Kesinlikle Katılıyorum.
نعم و وهم يستحقون الإنقاذ أوافق على ذلك تماماً

Yaptıklarınızın hiçbirine katılmıyorum ama bunları yapabilmeniz için hayatımı ortaya koyarım!
لا أوافق على أفعالكما المشينة هنا لكني سأدافع بحياتي عن حقك في فعل هذا

Tedbirlerinden bazılarını onaylamıyorum ama sonunda bizim masumiyetimizi kanıtlayacağına yardım edeceğini biliyorum.
أنا لا أوافق على إجراءاتهم لكنى أعلم أنها فى النهاية ستؤكد براءتنا

Bu tarz cevaplar vererek... - ...onay raporu almayı nasıl bekliyorsun?
نظراً لإجاباتك هذه، كيف تتوقع منّي أن أوافق على عودتك للعمل؟

Umrunda mı bilmem ama senin genç delikanlıyı onaylıyorum.
لا يوجد سبب لتهتمّي، ولكنّي أوافق على رجلكِ الشاب كثيراً.

Burroughs'un şartlarını kabul edeceğim ama The Paradise'ı da korumam lazım.
إذن سوف أوافق على شروط بوروز لكن احتاج شيئا يحمي الفردوس

Davetini kabul ederim ama bu sefer kahveyi ben yapacağım.
أوافق على الدعوة, فقط إذا حضرت أنا القهوة هذه المرة

20 dakika geçikti ve bir patron olarak bunu kabul edemem.
هي تأخرت لمدة 20 دقيقة، وكرئيس العمل، لن أوافق على ذلك.

Öyleyse, ek ücretçilerden ek ücret alın! Katılıyorum.
وهكذا نأخذ ضريبة على الضريبة أوافق على هذا

Bu şirketin tehlikeli bir durumda olduğuna Katılıyorum.
أوافق على أن هذه الشركة في وضع متزعزع للغاية

Tabii ki Katılıyorum. Neden ki?
بالطبع ، أوافق على ذلك لماذا ؟

Tamam, bu konuda sana katılmıyorum fakat güzel kafa konusunu daha fazla söylemelisin.
حسناً، لا أوافق على ذلك لكن عليك إخباري بالمزيد عن رأسي الجميل

Bütün söylediklerine katılmıyorum, ama değindiği bazı ilginç noktalar var.
لا أوافق على كل ما يقوله لكنه يثير بعض المواضيع المهمة

Yaşam biçimimi onaylamıyor ve söylememe gerek yok, ben de onunkini onaylamıyorum.
هو لا يوافق على نمط حياتي وأنا لا أوافق على نمطه

Normalde böyle bir şeye onay vermem ama siz onu bayağı etkilemişsiniz.
عادةً، لا أوافق على أمر كهذا ولكنك خلّفت انطباعاً جيّداً

Demirleme yeri zayıf. Yüzeyin eğimi çok fazla. Bunu onaylayamam.
المنحدر حاد جدًا، لا أوافق على هذا، المخاطرة كبيرة جدًا.

Bu takası onaylamadım.
يعارض على الرتب ؟ . لم أوافق على هذه التجارة

Onunla çok vakit geçirmiştim, ve söylemeliyim ki seninle aynı fikirde değilim.
لقد قضيت وقت كثير معها ويجب أن أقول أننى لا أوافق على هذا

Karara ben de razı değilim ama bu onun kararı, senin veya benim değil.
أنا أيضا لا أوافق على القرار لكنه قرارُه هو ليس قراري ولا قرارك

Her ne kadar Peter'in yöntemlerini onaylamasam da
بينما أنا لا أوافق على طرق بيتر في التعامل

Bunu onayladığımı söyleyemem.
لا أعتقد انى أوافق على هذا