Ücreti elbette daha az ama Doğu Avrupa'nın da öyle. | Open Subtitles | هى أقل فى المرتب بالطبع، لكن وكذلك أوربا الشرقية ايضا. |
Kamp, Nazilerin Doğu Avrupa'yı fetih planıyla birlikte gelişen bir olgudur. | Open Subtitles | المعسكر نما جنباً الى جنب مع الخطة النازية لغزو أوربا الشرقية |
Doğu Avrupa ve Asya Rusya'sının geniş yapraklı ormanlarına bahar gelmiş. | Open Subtitles | انه الربيع في الغابات المورقة العظيمة في أوربا الشرقية وروسيا وآسيا. |
Telefonunu dinletmeye çalıştım ama Doğu Avrupa versiyonu bir telefon kullanıyor. | Open Subtitles | جعلتهم يتأكدوا من جهاز التعقب، لكنها استخدمت نظام إعادة توجيه الإتصالات إلى أوربا الشرقية لذلك الهاتف |
Doğu Avrupa savaş gazileriyle bir çok iş yapıyoruz ve... | Open Subtitles | نقوم بالكثير من العمل مع المحاربين أوربا الشرقية القدامي |
Onlar Doğu Avrupa'dan gelen tehlikedeki kadınlar. | Open Subtitles | لقد كُنَ نساء معرضات للخطر من أوربا الشرقية, |
Doğu Avrupa'da gömme ayinleri çok ciddiye alınır. | Open Subtitles | مناسك دفن جدية جداً في أوربا الشرقية |
Sanırım, Doğu Avrupa'da imal edilmiş. | Open Subtitles | تخميني، هي خارج أوربا الشرقية. |
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda Doğu Avrupa'da birçok insan, yeni hükümetleriyle aynı görüşte olmadıkları için çalışma kamplarına gönderilmişti. | Open Subtitles | بعد عدة سنوات من الحرب العالمية الثانية العديد من الأشخاص في أوربا الشرقية أرسلت لمعسكرات العمال الإجبارية، لإختلافهم بحكومتهم الجديدة بسبب هذا، تمزقت عوائل |
Oteli, Doğu Avrupa'dan gelen kızlarla işletiyor. | Open Subtitles | يحضر فتيات من أوربا الشرقية للفندق. |
Doğu Avrupa arşivlerinin açılmasından sonra ortaya çıkan belge ve planlarla Auschwitz'de bulunmuş olan, aralarında eski SS mensuplarının da olduğu kişilerle yapılmış röportajlara dayanan bir tarih çalışmasıdır. | Open Subtitles | إنه تاريــخ مُـسـتنداً على جزء من وثائق و مُخطـطات اُكتـُشفـت فـقـط منذ فتح السجلات في أوربا الشرقية ومقابلات اُجريت مع أشخاص ممن تواجدوا هناك |
Kriminal Polis Teknik Enstitüsü'nden SS teğmeni Doktor Albert Widmann Doğu Avrupa'ya bu yüzden gidiyordu. | Open Subtitles | لهذا السبب الملازم أوّل "إس إس" الدّكتور ألبرت فيدمان" فى المؤسسة التقنية" للشرطة الجنائية سافر إلى أوربا الشرقية |
American silahları laboratuvarının, {y.i}Doğu Avrupa'da asırlardır varolan belirsiz bir virüsü keşfetmesiyle bu sıkıntılar başladı. | Open Subtitles | بَدأتْالمشكلةَفي مختبر أسلحةِ أمريكيِ... ... عندماإكتشفَفيروسُغامضُ في أوربا الشرقية... ... كَانَذلكمنذ قرونِ. |
2009'da, Doğu Avrupa'dan insan kaçakçılığı suçundan hüküm giymiş. | Open Subtitles | فى عام 2009 لقد قُدم "بتهمة تهريب البشرالى هنا من "أوربا الشرقية |
- MI6. Seni tekrar Doğu Avrupa'ya yerleştirmek istiyorlar. | Open Subtitles | - الإستخبارات البريطانية يريدون أن يعيدوك ألى أوربا الشرقية |
Burası Doğu Avrupa. Altı gün sonra. | Open Subtitles | تلك أوربا الشرقية ستّة بَعْدَ أيام. |
Josephine'in babası Doğu Avrupa'da en çok silah satan silah tüccarıydı. | Open Subtitles | إن والد " جوزيفين " كان أكثر تاجر أسلحة مُجرم مُنتشر في أوربا الشرقية |
Doğu Avrupa'dayız. | Open Subtitles | .نحن في أوربا الشرقية |
Tüm Doğu Avrupa'yı onun arabasıyla dolaştım, bilirim McGee. | Open Subtitles | أعلم ذلك يا (ماكغي)فقد قطعت معها كل أوربا الشرقية |
Kuzey Amerika Asya, Avrupa A, Doğu Avrupa. | Open Subtitles | أمريكا الشمالية، آسيا، أوربا (أ)، أوربا الشرقية. |