2010 yılı büyük kuraklığı burada görülüyor. Kırmızı yer, Batı Avrupa büyüklüğünde bir alan. | TED | الجفاف الكبير الذي حدث في العام 2010 يظهر هنا باللون الأحمر يظهر منطقة تقريبا حجمها مثل حجم أوروبا الغربية |
Şimdi zirvedeki 10 hakkında farkedeceğiniz bir diğer şey, Yeni Zelanda hariç hepsinin Batı Avrupa ülkeleri olması. | TED | وما ستلاحظه في العشرة الأوائل معظمهم، باستثناء نيوزيلندا، دول من أوروبا الغربية. |
Çok daha az GSYİH ile bazı Batı Avrupa ülkeleri ile aynı sosyal ilerleme seviyesine sahip. | TED | تعادل بعض بلاد أوروبا الغربية في مستوى التقدم الاجتماعي، مع ناتج إجمالي محلي أقل بكثير. |
Birçok Batı Avrupa şehirlerinde de böyle. | TED | الأمر نفسه بالنسبة لأغلب مدن أوروبا الغربية. |
Kuzeye, Batı Avrupa'ya doğru da hareket ettiler. | TED | ولكنهم انتقلوا أيضًا إلى الشمال باتجاه أوروبا الغربية. |
Sitedeki en büyük diller Almanca, Japonca ve Fransızca. Tüm Batı Avrupa dilleri oldukça büyük. | TED | أكبر اللغات هي الالمانية، اليابانية، الفرنسية. كل لغات أوروبا الغربية كثيرة نسبياً. |
Batı Avrupa, İskandinavlar için oyun alanını biraz dengeleyerek ağır bir ekonomik darbe aldı. | TED | تلقت أوروبا الغربية ضربة اقتصادية قوية تاركة الساحة قليلًا للاسكندنافيين. |
Aynı zamanda Sovyetler Birliği'nin Batı Avrupa içlerine doğru genişlemesini de engellemek istiyorduk. | Open Subtitles | أردنا أيضًا منع أيّ توسع للإتحاد السوفيتي داخل أوروبا الغربية |
Neredeyse 2000 yıl boyunca Batı Avrupa'lıların tamamı tarafından. | Open Subtitles | أهل أوروبا الغربية برمتها تقريبا لما يقرب عن ألفي سنة، |
Batı Avrupa'yı Katolikler ve Protestanlar olarak ikiye ayırarak sonlandı. | Open Subtitles | وانتهت بتقسيم أوروبا الغربية إلى كنيستين ,كاثوليكية و بروتستانتية |
Batı Avrupa'dan daha büyük olan kesintisiz buz örtüsü. | Open Subtitles | صفيحةٌ متماسكةٌ من الجليد، تفوق أوروبا الغربية مساحةً، |
Biz yasakladıktan sonra, tüm Batı Avrupa sigarasız hâle geldi. | Open Subtitles | بعدما منعنا التدخين،كل أوروبا الغربية أصبحت خالية من التدخين |
ABD hükümeti Batı Avrupa'da ki çıkarlarını savunacak. | Open Subtitles | الحكومة الأمريكية ستدافع عن مصالحها في أوروبا الغربية |
ABD hükümeti Batı Avrupa'da ki çıkarlarını savunacaktır. | Open Subtitles | الحكومة الأمريكية ستدافع عن مصالحها في أوروبا الغربية |
Bu bina Batı Avrupa'daki en yüksek bina. | TED | حسنًا! هذا المبنى هو أعلى مبنى في أوروبا الغربية. |
Ve bu yüzden 1455 yılında bütün Batı Avrupa binlerce, hatta yüzbinlerce bağışlayıcı basabilmek iin baskı makinesi satın almaya başladı, sizi cehenemin ortasından çıkarıp cennete sokmaya yarayacak bağışlayıcıları basmak için. | TED | وعليه بدأت كل أوروبا الغربية في شراء المطابع عام 1455 لطباعة الآلالف ثم مئات الآلالاف، ثم في نهاية المطاف الملايين لقطعة صغيرة من الورق التي تنقلك من الجحيم الى الجنة. |
Sovyetler'in eziyetlerini azaltacak, Batı Avrupa'daki müttefik topraklarda ikinci bir cephe için. | Open Subtitles | - أن يكون هناك إنزال للحلفاء في أوروبا الغربية للتخفيف من المعاناة السوفياتية |
Dax Miller. Polis şefi, Batı Avrupa bürosundan. | Open Subtitles | داكس ميلر" نائب رئيس محطة أوروبا الغربية" |
Batı Avrupa okyanusun dalgaları arasında kaybolmuşken Britanya okyanusun kuzeybatı kıyılarındaki tropik adalar topluluğundan ibaretti. | Open Subtitles | كانت أوروبا الغربية أيضا ... تحت أمواجه و كانت بريطانيا عبارة عن ... مجموعة من الجزر الإستوائية |
(Kahkahalar) Bush karşıtı siyasi mizah Batı Avrupa'da çok yol katetti. | TED | (ضحك) تنتشر الفكاهة السياسية المضادة لبوش كثيراً في أوروبا الغربية |
Ara sıra Doğu Avrupa'da görüldü. | Open Subtitles | ويظهر أحياناً في أوروبا الغربية. |