Levazımcımız Auriol'a senelerdir gidip geliyor ve ablan hakkında herşeyi biliyor! | Open Subtitles | لدينا صديق كان يقيم في (أوريول) لسنوات، ويعرف كل شيء عنها |
Reddederlerse, Başkan Auriol'u kendim arayacağım. | Open Subtitles | أخبر الفرنسيين بأن يُرسلوا المزيد من القوات! ألّح عليهم ليفعلوا ذلك! ،إذا رفضوا .سأتصل بالرئيس أوريول بنفسي |
Aman Tanrım! Nasıl bir ciğer bu, körük gibi! Auriol'da lise öğretmenliği yapıyorum. | Open Subtitles | رائع، إن نفسك طويل، أمارس التعليم العالي في (أوريول) |
Aureole'la ilgili rakamları iletmemi söylemiştin. | Open Subtitles | طلبت مني أن أقدم بعض الأرقام في ما يخص "أوريول" |
Aureole bir yarış atı olarak hayatı boyunca sana 40 bin paunt kazandırdı. | Open Subtitles | خلال حياته كحصان سباق حقق لك "أوريول" أكثر قليلاً من 40 ألف جنيه إسترليني. |
Güvenli bir yere gidiyoruz, tamam mı? - Oriol, hemen gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب لمكان آمن (أوريول), اذهب الآن |
Auriollu bir tüccar ile konuştum. | Open Subtitles | تكلمت مع تاجر في (أوريول)! |
Benim bahsettiğim "Shaw", Auriol'da seninle tanıştığını sanıyor. | Open Subtitles | ذلك المدعو (شو) يعتقد أنه قابلك في (أوريول) |
Ama Auriol'a sık sık gidip geliyor ve bu işi bir daha araştırıp, yanılıyor ise, yanlışını düzeltir! | Open Subtitles | لكنه يذهب إلى (أوريول) طيلة الوقت لذا يمكنه التحقيق وتصحيح الخطأ |
Levazımcımız Auriol'a senelerdir gidip geliyor ve ablan hakkında her şeyi biliyor! | Open Subtitles | لدينا صديق كان يقيم في (أوريول) لسنوات، ويعرف كل شيء عنها |
Auriol'da, Amerika Başkanı kadar meşhur! | Open Subtitles | إنها شهيرة في (أوريول) كما لو أنها رئيسة الولايات المتحدة |
Auriol'a otobüs bileti. Salı günü! | Open Subtitles | تذكرة عودة إلى (أوريول) على الحافلة، يوم الثلاثاء |
Aman Tanrım! Nasıl bir ciğer bu, körük gibi! Auriol'da lise öğretmenliği yapıyorum. | Open Subtitles | رائع، إن نفسك طويل، أمارس التعليم العالي في (أوريول) |
Benim bahsettiğim "Shaw", Auriol'da seninle tanıştığını sanıyor. | Open Subtitles | ذلك المدعو (شو) يعتقد أنه قابلك في (أوريول) |
Ama Auriol'a sık sık gidip geliyor ve bu işi bir daha araştırıp, yanılıyor ise, yanlışını düzeltir! | Open Subtitles | لكنه يذهب إلى (أوريول) طيلة الوقت لذا يمكنه التحقيق وتصحيح الخطأ |
Auriol'da, Amerika Başkanı kadar meşhur! | Open Subtitles | إنها شهيرة في (أوريول) كما لو أنها رئيسة الولايات المتحدة |
Auriol'a otobüs bileti. Salı günü! | Open Subtitles | تذكرة عودة إلى (أوريول) على الحافلة، يوم الثلاثاء |
Bir yılda Aureole 40 kısrakla çiftleşebilir. | Open Subtitles | خلال عام واحد فقط بإمكان "أوريول" أن يغطي 40 فرساً |
Bu Aureole'ın ilk seferi olduğu için işi şansa bırakmak istemiyoruz. | Open Subtitles | نظراً لأنها المرة الأولى بالنسبة إلى "أوريول" لا نريد أن نترك شيئاً للصدفة |
Aureole için aradım. Bence bir hata yapıyoruz. | Open Subtitles | أتصل بشأن "أوريول"، أظننا نرتكب خطأ. |
Bu arada Oriol ve Queso'yu buraya naklettiler. | Open Subtitles | ولقد تم نقل (أوريول) و (كازو) إلى هنا. |
Auriollu bir tüccar ile konuştum. | Open Subtitles | تكلمت مع تاجر في (أوريول)! |
Oriole Park'ın önündeki engelli çocuğu düşünüyorum. | Open Subtitles | لازلتُ أفكّر بذلك الطفل في الكرسيّ المتحرّك (أمام ملعب (أوريول |