Bu tartışma 19. yüzyılda, İbranice kutsal metinlerin çok daha geniş bir dinsel alanın parçası olduğunu fark eden herkesi huzursuz ediyor. | TED | فزعزع الجدل الجميع في القرن 19 لإدراك أن الكتابات المقدسة العبرية هي جزء من عالم أوسع من الديانات. |
İnsan gözünden çok daha geniş bir görüş açısı var. | TED | وهي ترى زاوية أوسع من قدرة العين البشرية. |
Veya öncülerden aldığınız bilginin daha geniş alıcı kitlesine yardım etmek için gerçekten oldukça hızlı bir şekilde yayılacağına dair görüşünüz var mı? | TED | أو هل عندك تصورٌ بأن المعرفة التي حصلت عليها من الرُّواد يمكن فعلاً أن تنتشر بسرعة لتساعد مجموعةٍ أوسع من المُتَلقين؟ |
Bak, Mode'u tamamen değiştiremeyeceğimi biliyorum ama en azından daha geniş bir kadın kitlesini gösteremez miyiz? | Open Subtitles | أعلم اننا لا نستطيع تغيير مود بالكامل لكن ألا يمكننا على الأقل عرض نطاق أوسع من النساء ؟ |
INCRA'nın meydana getireceği ikinci büyük farklılık ise devletlerin riskli olup olmadığı değerlendirmesini daha geniş çaplı göstergelere dayandıracak olmasıdır. | TED | الفرق الكبيرالثاني الذي ستحدثه INCRA هو أن تقييم المخاطر السيادية سيعتمد على مجموعة أوسع من المؤشرات. |
Ve bilimi icat etmek yerine dönüştürmek için bir araç olarak kullanma fikrinin, yenilikçilik arayışında bundan daha geniş kapsamda uygulayabileceğimiz bir şey olması beni etkiliyor. | TED | ويداهمني أن فكرة العلم هذه كأداة للترجمة بدلًا عن الاختراع هي واحدة نستطيع تطبيقها بشكل أوسع من هذا الذي بعملية الاختراع. |
Sürekli acı çekenleri görürseniz empatik rahatsızlık, tükenmişlik hissedebilirsiniz. Bu yüzden daha geniş kapsamlı bir şefkate ihtiyacınız var. | TED | إذا ما كنت تواجه دائماً بالمعاناة. فقد تنطفئ جذوة استجابتك لنداء الاستغاثة، إذا فأنت بحاجة إلى مجال أوسع من الرفقة الطيبة. |
Benim evler, seninkinden daha geniş bir alanı kapsıyor. | Open Subtitles | منازلي تغطي مساحة أوسع من خاصتك. |
Bierko'nun, bugün gördüklerimizden daha geniş bir alana saldırmayı planladığı hususunda yüksek bir ihtimal var. | Open Subtitles | هناك احتمال كبير أن (بيركو) يخطط لهجوم على نطاق أوسع من اي شيء شاهدناه اليوم |
Çok daha geniş bir kitleyi topluyor. | Open Subtitles | جمهور أوسع من ذلك بكثير. |
Hayal gücünüzün bundan daha geniş olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أظن أن خيالم أوسع من هذا |
daha geniş bir seçenek için. | Open Subtitles | - لمجموعة أوسع من الخيارات |
Bonnie ve Clyde'ın ölüm arabasından daha geniş. | Open Subtitles | إنّها أوسع من سيارة الموت لـ(بوني) و(كلايد)... |
- Ne oluyor böyle? Bir milden daha geniş | Open Subtitles | "النهر أوسع من الميل" |
Hepinizin Moore yasasını bildiğinizi biliyorum ama aslında, ondan daha geniş tabanlı; birçok durumda örneğin, yazılıma, iletişime, bant genişliğine vb. | TED | أعلم أنكم تعرفون كل شيء عن (قانون مور) ولكن في الواقع، فالأمر يمتد إلى نطاق أوسع من ذلك، يمتد إلى الكثير من الحالات، إلى البرمجيات، على سبيل المثال، كما يمتد إلى الاتصالات، وعرض النطاق الترددي وهكذا دواليك. |