"أوصلني إلى" - Traduction Arabe en Turc

    • götür
        
    • getiren
        
    • götürdü
        
    • bıraktı
        
    Beni kaldığın otele kadar götür. Oradan yürüyerek giderim. Open Subtitles أوصلني إلى فندقك فحسب سوف أسير من هناك
    - Beni hastaneye götür! - Bir saniye düşünmeme izin ver! Open Subtitles لا تقف هناك, أوصلني إلى المستشفى
    Herhalde. Bu beni, bugün bulunduğum noktaya getiren şey. Open Subtitles نعم ،هذا ما أوصلني إلى ما أنا عليه اليوم
    Bu benim zayıflığım. Beni buraya getiren karar verme konusundaki eksikliğim. Open Subtitles ما أوصلني إلى هنا هو ضعفي، وافتقاري اللامحدود للإقناع
    Seni, Karma'yı ve listeni izledim ve beni bu muhteşem insanlara götürdü. Open Subtitles ، تبعتك وتبعت العاقبة ولائحتك ممّا أوصلني إلى كل هؤلاء الناس الرائعين
    Az önce, beni eve bıraktı ve ben onu bırakmak istemiyordum. Open Subtitles لقد أوصلني إلى المنزل لتوه .. ولم أكن أريده أن يذهب
    Beni oraya götür, onları bırakayım. Open Subtitles أوصلني إلى هناك . و سأطلق سراحهم.
    Wisam, FBI'ın buraya girmesine izin verme. Beni elçiliğe götür. Open Subtitles (وسام) ، لن ندع المباحث تقبض علينا أوصلني إلى السفارة
    Beni ön kapıya götür. Open Subtitles أوصلني إلى الباب الأمامي
    Beni hastaneye götür! Tamam! Open Subtitles أوصلني إلى المستشفى
    Beni filenin oraya götür. Delirdin mi sen? Open Subtitles نحتاج إلى نقطة واحدة يا (بيلي) أوصلني إلى قرب الشبكة
    Beni büyükannemin evine götür. Open Subtitles أوصلني إلى منزل جدتي
    Beni buraya getiren beyle konuştuk. Sanırım kızınızla evlenecek. Open Subtitles ،تكلمت مع الرجل الذي أوصلني إلى هنا الذي سيتزوج إبنتك
    Ama beni buraya getiren sey gözlerimi araçlarimin üzerinde tutmak zaten. Open Subtitles لكن إبقاء عيناي على المعدات ما أوصلني إلى هنا
    Beni buraya getiren sey kendimi ekipmanlarimin eline birakmamdi. Open Subtitles لكن إبقاء عيناي على المعدات هو ما أوصلني إلى هنا
    Evet, Ben bu maçı beni buralara getiren ve... Open Subtitles أريد إهداء هذا النزال إلى مدير أعمالي الذي أوصلني إلى هنا، ومن ثم...
    Beni bir benzinliğe kadar götürdü ama orası da kapalıydı. Open Subtitles أنه أوصلني إلى محطة الوقود، لكنها كانت مغلقة.
    Daha üç günlükken beni hastaneden eve o götürdü. Open Subtitles لقد أوصلني إلى المنزل من المستشفى عندما كنت في الثالثة من العمر
    Beni kütüphaneye götürdü ama içeri hiç girmedim. Open Subtitles لقد أوصلني إلى المكتبة، ولكنّي لم أدخل
    Sonra beni evime bıraktı, onu en son orada gördüm. Open Subtitles ثم أوصلني إلى منزلي وتلك آخر مرة رأيتُه فيها
    Beni kapıda bıraktı, batıya doğru gitti. Open Subtitles أوصلني إلى البوابة الأمامية. و إتجه غرباً.
    Beni o bıraktı, çünkü çok şeker tahta düğmeli bir montu paylaşıyoruz... Hay ben! Open Subtitles أوصلني إلى هنا لأنّنا نتشارك َالمعطف المتبادل، اللعنة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus