Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak hayatı boyunca özgür birine kıyasla sizi çok daha büyük oranda suç işlemeye itiyor. | TED | أوضحت الأبحاث أن احتجاز شخص ما في السجن. يجعلك أكثر عرضة بكثير لارتكاب جريمة بعد خروجك، مما لو كنت حرًا طوال الوقت. |
Evet, yaklaşık 10 bin mil önce bunu açıkça gösterdin. | Open Subtitles | لقد أوضحت لي ذلك قبل الـ10 آلاف ميلاً التي قطعناها |
Bunu açık bir şekilde belirtiyorum ki bir yanlış anlama olmasın. | Open Subtitles | أوضحت ذلك تماماً لأنني لا أريد أن يكون هناك أي غلطة |
Onlara, kardeşlerinin önemli bir davada ana şahitler olduğunu açıkladım. | Open Subtitles | لقد أوضحت له أن أختيكِ هما الشاهدتان الرئيسيتان فى محاكمة رفيعة المستوى |
Edison, lafı nereye getireceğini anladım. | Open Subtitles | ثم واعدت بوليت. إيديسون، لقد أوضحت وجهة نظرك. |
Chris'e biraz tıkanmış hissettiğimi anlattım. | TED | أوضحت لكريس أنني أشعر بأنني عالقة بعض الشيء. |
Hatamı açıkladı ve oldukça sık yapılan bir hata olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم، أوضحت خطأي، وأخبرتني أنه خطأ شائع |
İzlerini kaybetmemizin erkek gibi olmayan şoförlüğüm yüzünden olduğunu açıkça belirttin. | Open Subtitles | حسنا، أوضحت تماما أنني الملام على فقدانهم بسبب قيادتي قليلة الرجولية. |
Söylemek istediğin şeye ustalıkla başka yollardan varıyorsun. Şimdi bile açıkça söylemiyorsun. | Open Subtitles | لقد أوضحت ما تريد قوله بطريقة مراوغة ، وحتى الآن لم تقل شيئاً محدداً |
Bu grupta içki istemediğimi açıkça söylediğimi sanıyorum. | Open Subtitles | ظننتني أوضحت جيداً أني لا أريد أي خمور هنا |
Şu an hiçbirinizi görmek istemediğimi açık bir şekilde ifade etmiştim. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لقد أوضحت أنّني لا أريد رؤية أحد منكم الآن. |
Kaçırılacağımı bilseydim, gayet açık ve net bir şekilde anlatırdım. | Open Subtitles | و لو كنت أعلم أنكم ستختطفوني كنت أوضحت لكم ذلك |
Üzgünüm ama bundan daha açık bir şekilde nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا آسف أنا لا أعتقد بأني أوضحت ذلك مسبقاً بما فيه الكفاية |
- Sana daha önce de açıkladım. Özür de ne demek? | Open Subtitles | لقد أوضحت لك سابقاً، ما الذى تعنيه بآسف؟ |
anladım Ajan Gibbs. Hata ettim. | Open Subtitles | لقد أوضحت وجهة نظرك ايها العميل جيبز |
Şefle konuştum ve durumumu anlattım ve tekrar gireceğim. | Open Subtitles | , تحدثت إلى الزعيم و أوضحت حجتي و سوف أعيد الاختبار |
Georgetown Center'ın son zamanlarda yaptığı Fakirlik ve Eşitsizlik araştırması siyahi kızların, beyaz akranlarıyla kıyaslandığında daha yetişkin olarak görüldükleri bir tür yaş baskısı yaşadıklarını onaylayarak bu eşitsizliğin nedenini kısmen açıkladı. | TED | في دراسة حديثة من قبل مركز جورج تاون بشأن الفقر وعدم المساواة أوضحت جزئيًا لماذا يحدثُ هذا التفاوت عندما أكدوا أن الفتيات السوداوات تعانين نوعًا محددًا من ضغوطات التقدم في السن، حيث ينظرُ إليهن على الأرجح كبالغات أكثر من قريناتهن البيضاوات. |
Duygularına karşılık vermeyecek birine nasıl âşık olduğunu anlattı. | Open Subtitles | ولقد أوضحت لى وقوعها فى الحب منذ زمن بعيد بحيث لا يمكنه أن يرجع مشاعرها |
Yani Libby ile bunu tartıştınız ve sen bunu ona böyle mi açıkladın? | Open Subtitles | إذن أنت وليبي ناقشتما هذا، وهكذا أوضحت الأمر لها؟ |
Oğlunuzun yapacağı bir sonraki müdahalenin son hamlesi olacağını açık bir şekilde izah ettim. | Open Subtitles | أوضحت أنّ أي تدخل آخر من ابنك سيكون آخر تدخل لك |
- Sanırım anlatmak istediğinizi anlattınız. - Beş dakikadan emin misin? | Open Subtitles | ــ أعتقد أنك أوضحت مقصدك ــ هل أنت متأكد بشأن تلك الدقائق الخمس؟ |
Evet, yüzüme karşı yalan söylerken bunu ziyadesiyle belli etmiş oldun. | Open Subtitles | أجل، لقد أوضحت هذا بشكل كاف عندما كذبت علي في وجهي. |
Seninle artık sosyal anlamda görüşmek istemediğimi söyledim. | Open Subtitles | لقد أوضحت سابقاً أنني لا أتمنى رؤيتك بعد الآن |
Haklısın , ben başarısız oldum. Derdini anlattın. | Open Subtitles | أنت على حق، لقد فشلت لقد أوضحت قصدك. |
Bak, Diyeceğini dedin. Ama senin rolün burada son buluyor. | Open Subtitles | لقد أوضحت وجهة نظرك لكن دورك في هذه اللعبة انتهى |